Epey bir zaman önce bir poker ilizyonistinin gösterisini izlemiştim. Biraz hafıza ile ilgili bir gösteriydi. Gösteriden sonra insan beyninin sınırlarını, daha doğrusu sınırlarının olmadığını bir kez daha  anladım. Tüm bir destenin içindeki kartları, sırasını hiç şaşırmadan bildi. Önce bir hile olduğunu düşünerek hilesini bulmaya çalıştım. Ama sonra gidip konuşunca bir hilesinin olmadığını bir yönteminin olduğunu öğrendim. Destedeki her bir kartı  hatırlayabilmek için daha önce bildiği iki farklı şeyi kullanarak kartı bir hikayeyle ilişkilendirdiğini söyledi. Bununla da yetinmeyip internetten bu konuda yazılmış hafıza ile ilgili bir çok makaleye baktım. Ve aynı şeyin doğrulandığını gördüm. Beyin öğrenilen her yeni şeyi –bir örümcek ağı gibi düşünün– daha önce öğrendiği iki şeyle ilişkilendirip öyle uzun süreli hafızaya alıyormuş. Ve unutmadığımız bir çok şey bu temel prensibe dayanıyor. Sonra bu yöntem bana da hiç yabancı gelmedi . Çünkü; ben de lisede ders çalışırken çalıştığım konuların aklımda kalması için bu yönteme yakın bir şey kullanıyordum.

Bu konu hakkında biraz düşünürken aklıma hafıza şampiyonu Melih UYAR geldi. Yıllar yıllar önce çoğumuza saçma gelse de buna benzer bir teknikle dakikalar içinde ondan fazla kelimenin aklımızda kalmasını sağlamıştı. ?bald? ?ın kel demek olduğunu ve ?revenue??nin gelir anlamına geldiğini  o reklamları izleyenler hala hatırlıyordur.

Buradan hareketle aklıma bir kaç soru geldi.

Günümüzde  iletişim bombardımanı altındaki tüketicinin duyuları bir çok benzer iletişim mesajına gittikçe duyarsızlaşırken, beyin bu mesajları filtrelemek için filtre eşiğini yükseltirken;  markalar bu yaklaşımla müşterinin zihninden pay kapmak için daha başarılı olamaz mı ?

Sıklık ve kapsam katsayılarını arttırarak, celebrity?ler kullanarak medya bütçelerini daha da kabartmak yerine iletişimlerini yukarıdaki prensibi kullanarak sağlam bir hikayeyle ilişkilendirmek daha uygun bir yaklaşım olmaz mı ?

Bunun yanı sıra her ne konuda olursa olsun akılda kalmak istiyorsak kendimizi sağlam temellere dayanan iyi bir hikayeyle ilişkilendirmemiz gerekmez mi ?

Murat DURAK