Gelişen teknolojiyle birlikte kitlesel pazarlamadan kişiselleştirilmiş pazarlamaya doğru hızla yol alıyoruz. Sosyal ağlar, mobil ve Google sayesinde de bu ivme giderek artıyor. Markalar iletişimleriyle müşterilerinin zihnindeki pastadan pay almaya çalışıyor. Verdikleri özgün hizmetlerle de markalar bu zihinden yer kapma meydan savaşında galip gelmeye, sadık müşteriler kazanıp gelecek harcamalarının ilk adresi olmak istiyor.
Amazon?dan daha önce okuduğunuz kitaplara ve satın alma davranışınıza göre tavsiye almak; bizim yaşam tarzımızı, zevklerinizi paylaşan insanlarla deneyim paylaşımı yapmak çok güzel bir deneyim. Facebook?da iletilerimizi güncellerken profil özelliklerimizden dolayı bize en uygun ya da görece uygun ürünlerin reklamlarının bize ulaşması da çok güzel. Ya da Google?da arama yaparken bizim daha önceki aramalarımıza göre davranışlarımızla ilişkili sonuçları çıkarması da güzel. Markalar online olarak çeşitli sistemlerden elde edilen verilerle; bazen bizi en az bizim bildiğimiz kadar iyi tanıyabiliyor ama her geçen gün daha rahat olmak, konforumuzu arttırmak için ne kadar kişisel bilgimizi paylaştığımız ve mahremiyetimize girilmesine izin verdiğimizin farkında mıyız ? Facebook?da kullandığımız en basit aplikasyona izin verdiğimizde bile o aplikasyon sahibine neredeyse profilimize şifresiz giriş izni verdiğimizi biliyor muyuz ?
Bence paylaştığımız bu bilgilerin suistimal edilebilmesine karşın bir sistem geliştirilmesi ve bazı yasal uygulamaların en yakın zamanda hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü o verileri yöneten kişilerin insafına kalmış durumdayız.
Bunun yanı sıra giderek kaotik bir bilgi evrenine dönüşen dünyamızda milyonlarca ürün çeşidi yüzünden herhangi bir satın alma konusunda karar verebilmek giderek imkansızlaşıyor. Önümüzdeki süreçte bizim yerimize ön kararlar verebilecek; zevklerimize, yaşam tarzımıza ve satın alma davranışımıza göre en azından kısa liste çıkarabilecek online uygulamalar çıkacak. Ama bu konfora sahip olmak için giderek mahremiyetimizi büyük ölçüde feda etmek zorunda kalacağız. Buna bir çözüm bulunabilecek mi ya da bu konfora sahip olmak için feda ettiklerimiz buna değer mi sanırım çok düşünmemiz gerekiyor. Bu süreci hep beraber izleyeceğiz ama bazı şeyler konusunda sanırım biraz daha bilinçli olmamız gerekiyor.
Murat DURAK
Yorum Yok