Sana bugün sert giricem. Tabiri caizse ağız burun. Markanın konuşulduğu yerde markaya değil sadece sana konuşucam. Çünkü sen LSD uykundan uyanmalı bulunduğun zamanın değerleri görmelisin.

Uyan!

Yeni bir çağ başladı sense onları başlatanlardansın. Ne kadar şanslı olduğunu bir de bu taraftan görmelisin çünkü senin yaşındayken bana çalıştığım yerden sormamışlardı.

Eskileri sen bilmezsin o zaman markalar da farklıydı, markayı konuşanlar da… Marka o zaman Boğaziçi? den alaylı, biraz Amerika görmüş, Nişantaşı erkânıydı. Markayı konuşan ise güzel sanatlardan, surreal olarak çıkmış, pastörel ?e dönüşmüş, Cihangir’ de hayat bulmuştu. Ne kadar da halka yakın.

İşte bu iki farklı güruh? un günlük sohbetleriydi reklamcılık. Arada bir birlerinden sıkılırsa onların yerine müştemlerin omuz askılarını istemeden(!) düşürdüğü uzun sohbetlerle güçlenirdi aradaki bağ?

Marka neydi? Marka 25?e yakın toplantı sonucunda kreatif direktörün stajyerine karalattığı cümlecikti. Üzerine koskoca bir yapının inşa edildiği, binbir yalan stratejiyle şişirildikçe şişirilen?

¨Slogan belliyse, markanın rengi de bellidir, hop jinglemız da hazır, tamam işte şimdi bir de hediye sepeti yapalım tüketiciye, aman outdoor için banklara da minder koyalım. Bizim rengimiz olsun! “Ama bişey diiicem marka istiyor, ¨logo¨ biraz daha büyük olacak?¨

Süreç şu şekilde ilerler : TV ye bir reklam uyarlanır. Akabinde bir radio teaser?ı.. Hemen gazeteye, dergiye senelik plan bütçe varsa orta sayfa. Billboardlar, kiosklar kampanyaya hazır edilir. İşte burası önemli ben senin yaşındayken eksik olan internet mecrası, marka tarafından para üstünü heba etmemek için yaptırılıyordu.

Ben senin yaşındayken reklamcık yapardım. Bunun için interneti araştırırdım. Sosyal mecra yeni doğarken ben senin yaşındayken orada olmamdan dolayı azar işitirdim patronumdan.

İnanması zor değil mi? Dijital dünya belki hepiniz için önem taşıyor, fakat benim için daha farklı bir gücü var. Gelenekselciliği yıkan, oldukça şeffaf ve daha merhametli olan bir reklam anlayışı geldi. Şu an yapılan işlerin ne kadar tutarlı olduğundan bahsetmiyorum. Biraz yerimi sindireyim bebek adımlarıyla o konulara da gelicem. Kampanyaların internetten başladığı, marka yüzlerinin sosyal mecrada aramızda dolaştığı, marka ile düşüncesini isterse ¨video¨ yaparak anlatan bir nesil içerisinde olmak büyük bir şans.

Marka artık ağzı laf yapanın değil, dijitali elinde tutanın. Sen nasıl istersen onu istediğin gibi eğip bükebilirsin. Canını sıkarsa da yaz, tadı hoşuna giderse de?

Artık ona SEN tepeden bakacaksın?

———————————————————————————————————————————————————————————————-

Ali Nur Sözen, gerçekten de sert girdi!

Kendisi aramıza yeni katıldı. O böyle yazacak. Kimse yadırgamasın.

Hoş geldin deyin ona! Sevin onu! 🙂

BrandTalks