Genel olarak insanların sürekli rasyonel kararlar verdiğini düşünürüz. Bunun nedeni aslında küçük yaşlardan itibaren akademik bir bakış açısıyla hayata bakmaya şartlandırılmış olmamızdan kaynaklanıyor . Günlük ilişkilerimize matematiksel bakmaya çalışırız, insanların da matematiksel yaşadıklarını düşünürüz. Oysa ki insanın psikolojik ve mental doğası matematikten çok uzak;  vücutlarının salgıladıkları hormonlar, aile çevresi, okul ve sosyal çevresi v.b bir çok dinamik insanın doğrusal değil  çok değişken şekilde düşünmesine ve farklı zaman dilimlerinde farklı tavırlar sergilemesine neden oluyor. Bunun yanı sıra satın alma karar süreçleri de büyük bir oranda duygusal ve bilinç altı dinamiklerinden, yaşadığı toplumun ona empoze ettiği kültür kodlarından etkileniyor. Bu nedenle de başarılı reklam kampanyalarının bir çoğunun bu güçlü duygusal  ve bilinç altı dinamikleri üzerine kurulu olduğunu görürüz. Buna en iyi örneklerden bir tanesi daha önce yazdığım Benetton?un UnHate kampanyası, ilgili yazıya şuradan bakabilirsiniz (Sevgi dolu öpücükler !)

Türkiyeye baktığımızda da UnHate kadar olmasa da güzel örneklerden bir tanesi de Finansbank?ın  ?Siz görebiliyorsanız, bizce mümkün? konseptiyle hazırladığı kampanyaydı. Sağlam içgörülerle yola çıkılmış ve bir çoğumuzun yaşamının belli dönemlerinde yaşadığı ortak mutlu anları kullanarak bir bankanın soğukluğunu çok başarılı bir şekilde ısıtabilmişti. Dilerseniz reklam filmini tekrar hatırlayalım.

Bu başarılı kampanya bir çok kişinin zihninde yer etti, konuşuldu, reklam filmi sosyal medyada da belli oranda paylaşıldı. Şu anda ne zaman Finansbank logosu görsem, ??Siz görebiliyorsanız, bizce mümkün? mesajı hemen zihnimde beliriyor.  Ama bu kadar sürdürülebilir bir stratejinin  neden daha fazla yoğunlaştırılmadığını merak ediyorum. Bu stratejinin online/offline farklı yan kurgularla devam ettirilmesi gerektiğini, müşteri deneyimlerinin paylaşılmasına yönelik aksiyonlar sağlayacak çalışmalar yapılmasını, A?dan Z?ye müşterinin bu söylemi bankanın verdiği her hizmette ve müşteri temas noktasında somut olarak deneyimleyebilmesinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum.

Bunun yanı sıra bu hafta Akbank?ın ?Neden olmasın? konseptiyle hazırladığı kampanyasını gördüm. Bu kampanyanın bir çok yönüyle Finansbank?ın kampanyasına benzediğini hatta stratejik olarak bire-bir aynısı olduğunu düşünüyorum. Küçük bir yöntem kullanarak bunu çok kolay görebilirsiniz. Reklam filmine ve devasa bir medya bütçesiyle şehrin dört bir yanındaki görsel çalışmalarına ?Neden olmasın? yerine Finansbank?ın ?Siz görebiliyorsanız, bizce mümkün? sloganın yapıştırın. Sonrasında göreceksiniz ! 🙂 Ama stratejinin devam ettirilmesi konusunda Akbank şu anda daha başarılı gözüküyor. Devamını da hep beraber göreceğiz sanırım