Bugün kadar kaleme aldığım yazıların çoğunda rekabete yönelik çeşitli konulara girmeye çalıştım. Rekabetinde en önemli silahlarından biri de marketing, buna da değinmeden duramadım. Birçok firma farklı reklam ve pazarlama stratejileri yaratarak pazar payını ele geçirmenin veya yüzdesel anlamda pazar payında bir artışa sahip olmanın peşinde. Bazı markalar bu işi çok iyi biliyorlar, bazıları da hem markalarını hem de reklam stratejilerini sulandırdıkça sulandırıyorlar.

Son zamanlarda bunun çok güzel bir örneği televizyonlarımızda görülmekte. Adını söyler söylemez reklam filmi hemen zihninizde canlanacak ve eminim yüzünüz ekşiyecek. Peki hangi reklam bu?  Tabi ki Pepsi?nin son reklamı.

Bugüne kadar birçok ünlü ile tüketiciye ulaşmaya çalıştılar. O kadar çok ünlü ismi kullandılar ki sayarken insanın aklı karışıyor. Kimileri bu faaliyete ?Glocalization?  çalışması diyor. Aslında olabilir de, fakat biraz sulanmışı olsa gerek. Kime sorarsanız sorun Pepsi reklamları dediğimizde herkes birçok şeyden şikayetçi. Verilere bakıldığında, gariptir ama farklı sonuçlar karşımıza çıkıyor. Yapılan araştırmaya göre Pepsi, 7 çeyrektir Pazar payını gerçekleştiriyor. Pazar payındaki bu artışı PepsiCo ?nun ilk Türk Genel Müdürü Hüseyin Tulpar: ?Son 4 dört senedir yakaladığımız sürekli büyüme ve son 8 çeyrektir Pazar payında sürdürdüğümüz kesintisiz ivmeyi, yenilikçi ve yerelliği ön plana çıkardığımız stratejilerle önümüzdeki dönem de devam ettireceğiz” diye belirtiyor.

Yenilikçi olduğu kesin, Pepsi gibi Global bir markadan beklenmedik reklamlar çıkması gerçekten farklı ve yeni bir deneyim. Reklamlarda yerellik de fazlasıyla kullanılıyor. Tamam bu stratejiler kullanılıyor, pazar payı da genişledi ama tüketici ne düşünüyor?

Pepsi?yi beğenerek tüketiyorum. Genelde kola tercihinde insanlar rakip firmaya yönelirken benim gibi Pepsikoliklerin ilk tercihi tabiki her zaman Pepsi. Küçük bir eleştiriyi de dipnot olarak koymakta fayda var: ?Ahh Pepsi keşke Pepsi Twist ?in üretimini durdurmasaydın?

Neyse daha fazla ayrıntıya girmeden son reklam filmine biraz değinmekte yarar var. Pepsi yine halkın sevdiği karakterlerle çıktı karşımıza. Biri Divamız Bülent ERSOY diğeri de Dünya Güzelimiz Azra AKIN. Kadro güzel, fakat reklam için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Reklamı ilk izlediğimde aklıma direk şu düşünce geldi: ?Michael Jackson?ın eminim kemikleri sızlıyordur? komik ama gerçekten de bunu düşündüm.

Sanırım bu son reklam ülkemizde yayınlanan Pepsi reklamlarının nirvanasıdır. ?Kontor mü satılıyor yoksa kola mı?? ikileminde olan halk son şok dalgası ile ne yapacağını şaşırdı. Reklam ister iyi ister kötü olsun markaya bağlı olanların ihaneti zor olacaktır ama kararsızlar(tarafsız tüketici) için bu durum düşündürücü. Çözemediğim konu ise, Pepsi uyguladığı reklam stratejilerinde ?Reklamın iyisi kötüsü olmaz? mantığı ile mi hareket ediyor? Eğer böyleyse çok büyük yanlışın içinde bulunuldukları kesin. Çünkü bu mantık 4P ile birlikte yok oldu gitti. Gelişen sosyal ağlar ile birlikte kötü reklamın hiçbir etkisi kalmadı diyebiliriz.

Uzun lafın kısası, reklamda farklılık yaratmak markaların rekabetinde önemli bir silahtır. Fakat bu silahı da doğru kullanmakta yarar var. Pepsi?nin facia olarak nitelendirilebilecek şiveli konuşan ayıcığından sonra, son reklamı yaraya tuz bastı. Hazır Pazar payı da yükseliyorken, artık markanın yerini sağlamlaştıracak reklamcılık anlamında yenilikçi reklamlara yer vermekte yarar var. Umarız PepsiCo biz hayranlarının sesini dinler ve reklamlarına yeni bir tat katar.