Türk Hava Yolları, yeşil sahanın efsanelerinden Lionel Messi ile NBA’in gelmiş geçmiş en iyi basketbolcularından Kobe Bryant’ı ikinci kez karşı karşıya getirdi. İlk reklam filminde uçakta Messi’den imza almak isteyen küçük çocuk sayesinde başlayan Kobe ve Messi mücadelesi ‘Kobe vs Messi: Legends on Board’ isimli reklam videosu ile yayınlanmıştı ve toplamda 106 milyon izlenme sayısını ulaşmıştı.

Bu reklam filminde ise Kobe ve Messi mücadelesi, Messi’nin Moskova’daki Aziz Vasil Katedrali önünde çektiği selfie’yi Bryant’a göndermesi ile başlıyor ve ikili birbirlerine egzotik ve ilginç yerlerden selfie gönderme yarışına giriyor. Bu yarış, Kobe’nin Messi’nin Sultanahmet Meydanı’ndaki fotosuna “Photobombing”iyle bitiyor. (Photobombing; poz verilen fotoğraflara aniden bir insan veya başka unsurların girerek fotoğrafı bozması anlamına geliyor.)

Bu reklamda ilgi çeken noktalar ise; uzun yıllar sonra Alametifarika ile yollarını ayıran THY’nın yeni reklam filmini Crispin Porter Bogusky’nin (CP+B) çekmesi ve “Selfie” konusunu ana tema olarak seçmesi. Üstelik reklamda photobombing kavramına da yer vermesi. Peki neden selfie derseniz, sebebi Selfie’nin Oxford Sözlüğü tarafından yılın kelimesi seçilmesi.

Reklam filminde dikkat çeken bir diğer nokta ise, Messi ve Kobe’nin selfie yarışı sırasında THY ile bir sürü ülkeye uçmaları ve bunun “Flying to more countries than any other airline” cümlesi vurgulanması. Bir diğer husus da THY’nın uzun süre kullandığı “Globally Yours” -yabancıların bile anlamakta güçlük çektiği- sloganını değiştirip yerine “Widen Your World” sloganını kullanması. Şahsen slogan değişikliğinin çok yerinde bir hareket olduğunu düşünüyorum.

Reklama genel olarak bakarsak, geleneksel bir TV reklamından farklı olarak 2013’ün en popüler kavramı olan “selfie”nin kullanılması ve photobombinge yer verilmesi güzel. Ama gerçek şu ki; dünyaca ünlü bu sporcuları bir bankta simit yerken bile çekseler (Simit Sarayı’na reklam fikri çıktı :P) gene yüksek oranda izlenecektir. Elbette ünlülerin kullanılması reklamın vasat olduğu anlamına gelmiyor. Benim asıl merak ettiğim, THY’nın Virgin America gibi müşterileri ile bağ kurmak adına bu konsept üzerinden farklı kampanyalar kurgulayıp kurgulamayacağı. Şöyle diyebilirsiniz; Twitter’da #kobevsmessi şeklinde hashtag açmış adamlar yetmez mi? Elbette yetmez! Virgin Atlantic örneğine bakarsak, uçuş güvenliğini eğlenceli şekilde anlattıkları “Virgin America Safety Video #VXSafetydance” videosunu ile beraber bir sonraki güvenlik videosunda yer almak isteyenlerin kendi dans videolarını çekip gönderdikleri Safety Dance Battle şeklinde bir yarışma düzenlediler. Böylece videonun viral olmasından faydalanarak müşteri ile birebir bağ kurmaya çalıştılar.

Üstelik izlenme rakamlarına bakarsak, THY’nın “Selfie Shootout” reklamının 86 milyon, Virgin America’nın ise 8 milyon izlendiğini görüyoruz. Bu durumda THY müşterileri ile iletişimini devam ettirmek adına neler yapabilir? Mesela selfie konusunu sahiplenerek, insanların gittikleri yerlerden selfie’lerini gönderebilecekleri bir yarışma düzenleyebilir. En beğenilen selfie’nin sahibi Messi ya da Kobe ile tanışma şansı yakalar veya en beğenilen ilk 100 selfie sahibi THY biletlerinde indirim kazanır. Ya da reklam filmindeki yerlere seyahat eden THY yolcuları, bu yerlerde çekecekleri selfie’ler ile başka bir yere bedava uçak bileti kazanır. En basitinden reklam filminin kamera arkası görüntüleri paylaşılabilir. Bu veya buna benzer kampanyalarla THY’nin müşterileri ile olan bağını güçlendirmesi, iletişimini interaktif hale getirmesi sağlanabilir.

Sonuç olarak, CP+B de 2014’de başka bir trendden yola çıkarak bu iki efsane ismi yine viral olacak bir videoda bir araya getirebilir. Bu bizi şaşırtmaz! Beni şaşırtan, markaların ajanslara biraz daha inisiyatif vermemeleri ve ajansların sunduğu trendleri yakalayan, eğlenceli işlere şüphe ile yaklaşmamaları. Benim markalardan naçizane ricam biraz daha cesur olmaları!

Aksi halde ne oluyor?

Yabancı bir ajans hepimizin bildiği, trend olan bir kavramdan yola çıkarak alkışları topluyor!
Peki bu alkışların sahibi neden bir Türk ajansı olmasın?
Mesaj yerine ulaştı diye umuyorum ve size bol selfie’li günler diliyorum (Tabi abartmadan 🙂 )