Pazarlamacılar olarak markalarımızı müşterilerimizle etkileşime geçirmek ve onlarda mental veya fiziksel anı izleri bırakmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bunu yapmaya çalışırken günümüzdeki en etkili kanallardan biri sosyal medya araçları. Ancak pek çok markanın potansiyeli yüksek  bu araçları marka iş hedeflerine uygun ve müşteriyle markayı etkileşime geçirecek şekilde kullanamadığını düşünüyorum. Bugün markaların henüz çok acemice kullandıkları Instagram’ı özellikle event marketing için çok daha etkili kullanabilecekleri bir girişim olan PrintsgramLive’ı ve kurucusu İnan Ölçer’i küçük bir roportajla tanıtacağım.

Gelin önce İnan Ölçer’i tanıyalım: İnan 1979 doğumlu, İstanbulda yaşıyor.  Commodore 64 kuşağının içinden gelen, kişisel meraklardan dolayı  dijital sektörün içine düşmüş biri. 1999’da Başkent Üniversitesi Biyomedikal Cihaz Teknolojisi ön lisans programını bitirdi. 2000’li yıllardan bu yana çeşitli dijital ajans ve yazılım şirketlerinde çalıştı. 2006 da Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı bölümüne burslu olarak girdi,  Bilgi Üniversitesi ve Santralistanbul bünyesinde disiplinler arası projelerde çalıştı.  2010 ve sonrasında sosyal uygulamalar, veri görselleştirme ve etkileşim tasarımı üzerine projeler geliştiriyor.

1-PrintsgramLive Live Nedir, Nasıl ortaya çıktı?

prinstagramlive-2-brandtalksPrintsgramLive, lokasyon bazlı bir sosyal medya servisi. Gerçek dünyada gerçekleşen etkinlikleri dijital mecraya taşımak için geliştirilmiş, yeni nesil bir donanım ve yazılım çözümü.  Belirli bir coğrafi konum veya hashtag altında toplanan fotoğrafların anında baskısını sağladığı gibi, bulunduğu yerde fotoğraf paylaşımını özendirdiği ve artırdığı için içeriğin sosyal medya üzerinde yayılımını artırıyor. 2011 yılının başlarında Instagram uygulaması ilgimi çekti ve yoğun bir şekilde kullanmaya başladım. Uygulamayı kullandıkça dünya üzerinde örülmeye başlanan fotoğrafik bilgi ağının büyüklüğü beni heyecanlandırdı.

API teknolojilerine olan yakınlığım ve merakımdan uygulamayı bir yandan gündelik hayatımda kullanırken, diğer yandan da Instagram API üzerinden çeşitli testler yapmaya başladım. Instagram 70’lerin  Polaroid estetiğini dijital hayatlarımıza tekrar getirmişti, fakat tek bir şey eksikti: Anında baskı! Aradaki boşluğu “Printsgram Live” projesiyle kapatmaya karar verdim ve projeyi geliştirmeye başladım. 2012 yılına ilk prototipi test ederek ve eğlenerek girdik. Daha sonra  projeyi 13 Haziran 2012 de bir lansman partisiyle duyurmuş olduk.

Proje teknik olarak çalışıyor olsa da girişim olarak yapılması gereken çok işimiz vardı. Bu sırada bir zamanlar birlikte çalıştığımız  Litespell Dijital Reklam Ajansı sahibi Can Saraçoğlu ile yollarımız kesişti.  Can, Litespell’i Publicis’e sattıktan sonra startup’lara mentörlük yapmaya başlamıştı, daha sonra birlikte çalıştığı startup’ları String Ventures isimli, yeni kurduğu teknoloji stüdyosu ile desteklemeye başladı. Yollarımızın bu şekilde kesişmesi de kısa zamanda bir ortaklığa dönüştü ve projeyi beraber yürütmeye başladık. 19 Eylül’de İPZ2012 katılımıyla projeyi sektörle paylaşmamızın ardından projeyi birçok marka ile birlikte uygulamaya başladık.

2-Markalar Nasıl Kullanabilir?

Ürünün amacı, bu gün 100 milyondan fazla aktif kullanıcıya sahip Instagram’ın popülerliğini markalar için etkin ve kalıcı bir iletişim aracına çevirmek. Marka sponsorluğunda gerçekleştirilen etkinliklere katılan Instagram kullanıcılarının çektiği fotoğrafları Instagram’da belirli bir hashtag’le paylaşması koşuluyla, tüketicilere markalı fotoğraf çıktılarının ücretsiz olarak verilmesine dayanıyor.  Bu süreç sonunda, tüketici etkinlikte arkadaşları ile paylaştığı keyifli anlarını fiziksel bir araçla, fotoğraf çıktısı ile ölümsüzleştirebiliyor. Marka için sistemin en büyük avantajı, tüketicinin dostları veya ailesiyle paylaştığı anları, pozitif deneyimin bir parçası olarak sahiplenebiliyor olması. Bu sürece dahil olan marka, doğal olarak güçlü bir duygusal bağ yaratma olanağı yakalıyor. Etkinliklerde dağıtılan fotoğraf çıktılarının uzun süreli bir etkisi var, çünkü çoğu kullanıcı fotoğrafları evlerinde, özellikle mutfakta asmayı tercih ediyor ve çok yoğun kullanılan bu alanda, mesajla düzenli olarak ve geçmişte yaşanan pozitif bir deneyim üzerinden etkileşimde kalıyor. Bir diğer kullanım alanı da ofis içi, kullanıcılar ikincil olarak iş yerlerinde asmayı tercih ediyorlar fotoğraflarını, bu alanda da iş arkadaşları sayesinde önemli bir erişim alanı daha yaratılıyor. Bunun da ötesinde, sistemin en büyük avantajı gerçek dünyada deneyimlenen etkinliği dijitale, sosyal medyaya taşıması.

Etkinlik sırasında belirli bir hashtag (#) veya tanımlı bir lokasyon ile paylaşılan tüm fotoğraflar, Printsgram Live sunucularında marka için arşivleniyor. Moderasyon ve raporlama araçları sayesinde marka kendi sayfasında etkinlikteki gerçek zamanlı akışı çekip yayınlayabiliyor. Bunu markanın kendi sitesi ya da Facebook hesabı üzerinden yapabilmelerinin yanı sıra, etkinlik alanındaki dijital projeksiyon sistemleri veya display network’ler üzerinden de yapılabiliyor.

3-Kimlerle Çalıştınız, Nasıl Sonuçlar/Geri Dönüşler Aldınız?

Bugüne kadar Coca Cola, Vodafone, Sony, Efes Pilsen, Vogue, Kia, GQ, BMW ve Ülker gibi öncü markalar ile çalıştık. Son kullanıcı tarafında her zaman çok güzel tepkiler alıyoruz, insanlar fotoğraflarına dokunmaktan hoşlanıyor. Marka tarafında ise raporlama ve Printsgram Live  moderasyon araçları sayesinde etkinliğin dijital yayılımı görmek yenilikçi ve değer yaratan birşey oldu.

Bugüne kadar 30’un üzerinde parti, etkinlik konferans veya lansmanda bulunduk. Toplam 15 bin’in üzerinde fotoğraf paylaşımı ve çıktı almışız. Bu fotoğraflar toplam 60 binin üzerinde “like” almış ve 4 bin kadar yorum yapılmış. Burada büyük bir potansiyel görmekteyiz, dolayısıyla zaman zaman belirli popüler lokasyonlar  ve hashtaglar için kendi içimizde kampanyalar oluşturup gözlemliyoruz. Buradan Instagram kullanımına dair gerçekçi ve ilginç sonuçlar aldık.

Mesela Facebook’un Instagram’ı satın almasıyla birlikte uygulamalar arasındaki bağlantılar artmış ve Instagram aktiviteleri Facebook’ta daha çok görünür olmuştur. Bu sayede 1 Instagram fotoğrafı potansiyel olarak 30.000’in üzerinde insana ulaşabiliyor.

4-Bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Projeyi farklı sosyal platformlarla  zenginleştirmek istiyoruz. Her ne kadar Instagram fotoğraf paylaşım piyasasını domine etmiş olsa da, Foursquare, Twitter gibi mecralarında kullanımı devam ediyor, hepsinin yeri ve deneyimi farklı.  Diğer yandan hardware olarak daha modüler ve kompakt modeller üzerinde çalışıyoruz.