Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin veya mesajın içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır. Normal insan algısı limitlerinin dışında ve o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Subliminal mesajlar insanın normal bilinç düzeyinde farkedemeyecekleri mesajlardır. Bu mesajlar insanın bilinçaltını etkilerler.
Subliminal teknikler reklamcılık ve propaganda alanlarında -yasak olarak nitelendirilseler de- sıklıkla kullanılmaktadır. Dizilerde veya filmlerde karakterlerin içtiği içecek markaları, kıyafetleri veya aksesuarları en basit haliyle subliminal mesajlar olarak örneklendirilebilir.
Bunun yanı sıra çekilen bir çok iyi reklam filminde 30 saniye ve 60 saniye arasında değişen reklam spotlarında bir çok öğe, renk, kamera filtresi ve oyunucuların jestleri aslında bilinç altımızı etkilemek için özenle dizayn edilmektedir. Çehov’un “Birinci perdede duvarda silah asılıysa, sonuncu perdede o silah patlamalı” deyişinde olduğu gibi her öğenin aslında temel mesajın amacını yerine getirmek için destekleyici görevleri var.
Yakın zamanda amacının sadece slogan ezberletmek olduğunu düşündürten yüzeysel bakınca çok da etkileyici olmadığını düşünebileceğiniz ama adeta bilinçaltımıza bir truva atı gibi sızmış Yandex beni gerçekten çok şaşırttı. Yandex’in “Ben ne bileyim Yandex miyim?” dedirttiği ergen aslında Google çıktı. Nasıl iş, şöyle:
Logoda kullanılan renklerin sıralamasına kadar Google ile imgelendiren huysuz ergen çocuk “Ben bilmiyorum, Yandex’e sor” diyor. Belki bilinç üstünüz her sabah bilgisayarı açtığında adres çubuğuna google.com’u tıklıyor ama bilinç altınız bu reklamı bir bir süre daha izledikten sonra bakalım o adres çubuğuna yandex.com yazacak mı? Bekleyip hep beraber göreceğiz. 🙂
Aşağıda Yandex’in reklam spotlarını bulabilirsiniz.
‘Subliminal’ reklam iddiasının bir hurafe olduğu pek çok kez yazıldı. Siz bunlardan habersizsiniz herhalde. Veya, habersizmiş gibi yazmak işinize geliyor. Haluk Mesci
Merhabalar Haluk Bey,
Maalesef yazılan-çizilen her şeye şüphe ile yaklaşmak durumundayız. Subliminal uygulamaların her türlü iletişim aşamasında yer edebileceği, bazen olumlu bazen de olumsuz yanlarıyla kullanıldığı gibi konular nedeniyle reklamlarda da subliminal öğelerin kullanılmadığını iddia edemeyiz. Deneyiminize, bilginize ve ilginize saygısızlık etmek istemem ancak “hurafe” olduğu yazıldı diye onu “hurafe” olarak kabul etmek bizim açımızdan pek de doğru bir bakış açısı değil. Subliminali illa ki 25. film karesine yerleştirilen marka ibareleri ya da popüler kültür öğeleri olarak düşünmemek gerekiyor. Yandex’in reklamın bir yerine “sex” gibi bir şey yazdığı bir subliminal kullanımdan öte, bu şekilde biraz dikkatli olunca ortaya çıkabilen ve bir anlamda karşılaştırmalı reklamda “rakibi aşağılamama” sorumluluğunun da aşıldığı bir kullanıma dikkat çekmek istedik.
Saygılarımla,
Berker Pandır
Merhaba Haluk Hocam,
Öncelikle kişi olarak beni ciddiye alıp yorum yazdığınız için çok teşekkür ederim, bu benim için çok değerli.
Pazarlamacı olarak şüphe ve merakın hayatımızın vazgeçilmez öğelerinden biri olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle her yazılan çizilenin doğru ya da yanlış olduğu konusunda karar vermeden önce, vereceğim kararın daha sağlıklı olması ve doğru referans noktaları oluşturmak için farklı kaynak ve bakış açılarını okuyup görmeye çalışıyorum.
Benim sizinle kıyaslanmayacak bilgi ve deneyimimle subliminal reklam idddiasının bir hurafe olduğu konusunda sizden farklı düşünüyorum. Bunu böyle düşündüğüm için yazımda ifade ettim, işime geldiği için değil:)
Doğduğumuzda hayata cam bir pencereden dışarı baktığımızı metaforize edersek; duyularımızdan beynimize süzülen her bilgi parçacığı bu camda izler bırakıyor ve hayata bu lekeli camın izin verdiği aydınlıkta bakıyoruz. Bu da ister istemez tutumumuzu ve doğal olarak satın alma davranışımızı etkiliyor. Subliminal mesajların da Turuva atı yaklaşımıyla müşterinin camında bırakılmak istenen izler olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla
Murat
‘Subliminal’ etiketini iyice esnetmişsiniz ama bir savunma olarak. Oysa bir tez olarak yazsaydınız belki daha hayırlı bir iş yapmış olurdunuz. Sıvayıp geçivermek daha kolay tabii. Neyse.