Markalar iş reklama gelince çok uçlara gitmek isteyebiliyor. Hani buna bu kadar para vereceksek bari biraz uçlarda bir şey yapalım da bize dönüşü yüksek olsun diye. Ülkemizde reklamlarda uçlara gitmek denince çok erotik bir içerik çıkmıyor karşımıza. Genelde duygu pornografisine giden şeylerle karşılaşıyoruz. Melek yüzlü çocukların kullanımı, anne ve çocuk bağının alabildiğine sömürüsü, hastaların teşhiri ve zor durumdaki her insanın hikayesinin reklamlarımızda markalar tarafından çokça tercih edildiğini görüyoruz.
Markalar bunu neden yapıyor sorusu benim burada ahkam kesip tek bir cümleyle açıklayabileceğim bir cevaba sahip değil ne yazık ki. Ama bahsedebileceğim belli başlı nedenler var. Birincisi, bu tarz duygusal elemanların kullanımı reklamın etkisini çok fazla
arttırıyor. Akılda kalıcılığı artıyor, ve bu her markanın isteyeceği bir şey. Nasıl oluyor diyorsak şöyle ki; sadece ütopik bir hikaye anlatılmıyor bu reklamlarda; onun yerine, herkesin kendini çok yakın hissedebileceği bir hikaye anlatılıyor. Somutlaştırmaya gidiliyor tabiri caizse. Yani anne çocuk ilişkisi, ürün annelere ya da çocuklara yönelikse, o segmentteki herkese hitap edebilecek bir şekilde işleniyor.
Peki mesela alakasız bir içerikte küçük çocukları görmemiz niye? Bu çok fazla tartışılan bir konu. Hassas bir şekilde ele alınması gerekiyor çünkü böyle ögelerin. Turkcell’in “Cellocan” konulu reklamları bu tartışmalardan nasibini tabii ki aldı. Ama Türk tüketicisi değildi bu tartışmayı yapan; onun yerine biz derslerimizde tartışıyorduk, akademisyenler makalelerinde tartışıyordu. Karşımızda çok da eğitimli bir kitle olmaması, böyle hassas konuların gereken ciddiyetle takip edilmesini engelliyor ülkemizde. Bu yüzden markalar da bunun üzerinde “Mmm etik mi acaba mmm” diye çok da durmak zorunda kalmıyor. Yani öyle bir tüketiciye hitap ediyorsunuz ki “İneğin memesi gözüktü içim bir hoş oldu.” diye bir reklamı şikayet edebiliyor ama reklamda her türlü geleneksel duygunun, ilişkinin sömürülmesine “Vay be, derin reklam.” tepkisini veriyor.
Gelelim bir diğer tercih nedenine bu tür reklamların. Bu neden ise benim hiç samimi bulmadığım ve bu yazıyı yazmama sebep olan asıl neden. Markalar “duyarlı” imajı yaratmak istiyor. Tabii ki yaratabilirler. Eğer duyarlıysa bir marka, sosyal sorumlulukla ilgili bir çalışma yapıyorsa “Gizli yapsın çok ayıp yhaa” demiyorum; aksine, böyle bir şey yapıyorsa geçsin bangır bangır reklamını
da yapsın ve olabiliyorsa örnek de olsun insanlara ve diğer markalara.Takıldığım nokta, sadece reklamda kalan duyarlılık imajı.
Bunun içinse en güzel örneği verebileceğim nokta Kent reklamları. Kent, çoğumuzun evini bayramdan bayrama ziyaret eden bir marka. Ama bu ziyaretten önce reklam döndürmeye başlıyor Kent. Ve ne hikmetse çoğu reklamında ürün olarak geçmiyor bile. Sadece bir hikaye anlatıyor. Ve bu hikaye çoğu zaman yaşlılıkla, unutulmuşlukla; bazen de ölümle ilgili. Yaşlı bir çift çocuklarının gelmesini bekliyor oluyor gün boyu gözleri kapıda. Ve ağır bir müzik eşliğinde biz bu reklamı izliyoruz.
Ve Kent inanılmaz derin mesajını da veriyor bir noktada “ÇOK GEÇ OLMADAN…” gibi bir şey iliştiriyor reklama; çünkü, duyurmak onların görevi, çikolatamızı şekerimizi alıp büyüklerimizi ziyaret etmek ise bizim görevimiz.
Bu reklamlar çok başarılı, çok ödüllü reklamlar. Ama benim baktığım açıdan aslında pek de doğru değiller. Ben istiyorum ki; Kent böyle “Bakın reklamda biz bile yokuz niye çünkü önemli olan aile bağları, önemli olan ziyaretler… Önemli olan gelenekler….” gibi bir şey dediği noktada biraz daha yapıcı bir şekilde de bu tavrını desteklesin. Yıllardır reklamlarında bu temayı işleyen Kent her yıl bir kenara üç beş kuruş atsa muhtemelen yaşlılar için çok daha güzel çalışmalar yapabilecekti onları bu şekilde konu etmek dışında da.
Peki bir reklamdan elde edeceğiniz kar bu reklamı çekerken takınmanız gereken tavrı ne kadar etkiler? Ya da ne kadar etkilemelidir?
Veya bu konuda çok da bilgili olmayan bir kitleye bu şekilde reklamlarla yanaşmak aslında bilinç oluşturmak açısından atılmış doğru bir adım mıdır ise muhtemelen tüketicinin tepkisi üzerinden hesaplanan ufak tefek sorular olarak
aklımızı kurcalamaya devam edecek Kent yeni reklamıyla bizleri şaşırtana kadar.
Yorum Yok