Michael Ende’nin sair zaman kurallarından, hızından, teknolojisinden çok da haz etmediğini takipçileri bilir. Momo, yazarın özellikle zamanı kullanma ve aslında verimli kullanıyormuş gibi gözükürken nasıl da tadına varmadan geçirdiğimizin güzel bir öyküsü… Neden bununla başladık, halihazırda siz de hayatınızda bundan şikâyet ediyorsanız, bir dur demenin zamanı geldiğini okuyacağınız bu sıcacık öyküde hissedesiniz diye minicik bir öneride bulunmak için ama asıl konumuz bu değil…
Öylesine yoğun, öylesine dolu, öylesine ayıramaz vakitlerde yaşamaya çalıyoruz ki, hayatımızda zevk aldığımız unsurlar bile artık check listlerimizin üzerine tik atılması gereken maddeleri olmaya başladılar.
- Dostlarla buluşmak
- Yemek yemek
- Kitap okumak
- Sevişmek
- Alışveriş yapmak
Alışverişçi ruh hali, özellikle kadınlar için çikolata ve seksin verdiği hazla örtüştürülebilecek kadar özelken, “ah bu zamansızlık” nedeniyle konvansiyonel dünyadan elbette! online’a çılgın bir hızla dönmüş durumdadır.
Online alışverişçinin ruh hali çoğunlukla ormanda keyifle avlanan, avladıklarını “lazım olur” diye depolayan, kimi zaman ilkelleşerek “ illa bende de olsunculuktan” beslenen, kredi kartlarının taksit avantajları, indirim dönemlerinin sıklaşması ile daha da kanlı ilerleyen bir ruh halidir. Bu da yetmezmiş gibi online alışveriş sitelerinin bize sunduğu “ sıcacık yuvamızın kapısına kadar, hızlı ve kaliteli servis” avantajlarıyla hali hazırda var olan kat be kat artmakta ve iyice baş edilmez hale gelmektedir.
Olsundu, bu da dünyanın yeni ekonomik ve sosyal yapısı diyelim o halde ve bu dünyada nasıl fark atılır, nelere dikkat edilir bir de ondan dem vuralım… Çünkü kabul edelim ki, rahata hızla alışan insan bünyesi önümüzdeki yüzyıllar boyunca ekran mahkûmiyeti ile yaşayacak ve sanalı gerçek sayacaktır.
Bir şunu net kabul edip, derin bir nefes vermekte fayda var, kimse online alışveriş yapmaktan korkmuyor artık. ”Ay kredi kartım gider, vay bana kötü ürün gelir” devri sona ermiş durumdadır. Herkes mutlaka bir referansla ya da kendi “ risk parası” ile siteleri test etmekte ve ilişkinin başlangıcı güzelse devam etmektedir. Elleri titreyen müşteriler artık pek kalmadı.
PS: İlla el titreten kategori soruyorsanız: Kozmetik, ayakkabı. O da “çakma olabilir cildimi bozar, ya da ayağıma uymazsa ay kim uğraşacak geri göndermekle ?!” kaygısından ileri gelmektedir.
“AVANTAJ TOPLAYICILAR” – “KIYAS VE FİYAT AVCILARINA” KARŞI
Tüm memeliler içinde cinsiyet bazında anatomik olarak en çok farklılaşan canlı insandır. Evrim süreci içinde alınan sorumluluklara bağlı olarak insan, cinsiyet bazında farklı özellikler geliştirmiştir. 250.000 yıl süren savana evrimi sırasında, kadınlar toplayıcılık, erkekler ise avcılık ile uğraşarak bugünkü genetik özelliklerine kavuşmuştur. Kadınlar geniş bir alan içinde en iyi; olgun, lezzetli ürünü bulmaya ve bunun için yarışmaya odaklanmışken, erkekler dar bir alan içinde mevcut av alternatiflerinden en az enerji ile avlanılabilenine odaklanmıştır. Bu durum, erkekleri öncelikle hedef sonrasında en az enerji ile hedefe ulaşmaya yönlendirirken, kadınları öncelikle alana odaklanmaya sonrasında ise en iyi alternatifi bulmaya yönlendirmektedir.
Sadece alışveriş siteleri değil, alışveriş şekli de kadınlar ve erkekler arasında farklılaşmaktadır. Erkekler bir ürüne odaklanıp o ürünü almaya çalışırken, kadınlar ortama odaklanarak mevcut alternatifler içinde en iyi opsiyonu elde etmeye odaklanmaktadır.
Özetle, kadınlar çanta almaya girdikleri sitede kendilerini elbise, ayakkabı, çanta, arkadaşlarına hediye, yeğene top, komşuya tabak çanak almış bulurken, erkekler genelde sepet rakamı daha yüksek, daha seyrek ancak odaklı alışverişlerle ön plana çıkmaktadır.
Online alışveriş, alışverişten büyük bir duygusal haz alan kadının yanında yer alan zavallı erkeğin; Ekşi Sözlük’ün efsane tanımlaması ile : “Mango önünde sevgilisini bekleyen madur erkek heykelinin” de hayatını kolaylaştırmaktadır. Kadınlar artık sevgililerini/eşlerini peşlerinde mağaza mağaza daha az dolaştırmaktadır.
SEKTÖRDE ALGISAL BİR KUTUPLAŞMA MEVCUTTUR.
Sitelerin konumlandırmaları ve algıları da giderek tüketici zihninde oturmaya ve hatta belli kutuplaşmalara neden olmaya başlamış gözüküyor. Erkekler için, “Kadın kadın / bol dantelli“ dedikleri siteler mevcutken, kadınlar için de “ erkeklere göre, soğuk ve renksiz” diye tabir ettikleri site gruplandırmaları mevcuttur. Bu gruplamalar, siteler içerisindeki erkek/kadın oranlarını, SES ve sepet büyüklüklerini ciddi oranda etkilemektedir. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, erkekler, uzak durdukları “kadın kadın/bol dantelli” sitelerin içeriğinden, kimisinin adından dahi haberdar değillerdir. Kendi dünyalarına, çeşit ve kategori beklentilerine uygun sitelerde alışverişlerine devam etmektedirler. Kadınlar, erkeklere göre daha fazla sosyal varlıklar olduklarından, “erkeksi” sitelerden haberdar ancak nadiren bu siteleri alışveriş için tercih etmektedirler.
Pazarda oluşan bu kutuplaşmaların, firmalar için hem tehdit hem de fırsat olduğu aşikâr…
SINIRSIZ SEÇENEK BEKLENTİSİ…
Internet ve sanal dünya « sınırları olmayan» bir alandır tüketici nezdinde, bu nedenle alışveriş platformu sunanlardan da aynı sınırsız çeşit ve avantajları talep etmektedirler. Popüler ve mass ürünlerin yanı sıra, daha niş, daha özel, kolay bulunmayan ürünlere, avantajlı imkanlarla ulaşma talebi bir mağazadan çok sanal alışveriş sitelerinden beklenmektedir.
Chris Anderson tarafından 2004 yılında ortaya atılan Long Tail Theory’ye göre online alışverişi incelediğimizde, Türk online alışverişçilerinin aslında beklentisinin: “ Sanal AVM” olduğunu söyleyebiliriz.
FARKLILAŞMA İÇİN İZLENMESİ GEREKEN YOLLARDAN, ELBETTE, BAZILARI 🙂
- Online olsa da alışveriş diyarı, hala konvansiyonelin gücü yadsınamaz. Tüketiciler, konvansiyonel iletişim mecralarında gördükleri sanal mağazalara daha fazla güven duymaktadır. Bilinirlik ve farkındalık için tv, gazete hala önemliyken, ziyaret sıklığı için sosyal mecralar, dizi siteleri, haber siteleri gibi hedef kitlenin sıkça ziyaret ettiği kanallara reklam vermek etkili bir yöntemdir.
- Bunun dışında “ilk buluşmanın etkisi” de yadsınamaz boyuttadır. İlk deneyim kalite, hız, görüntülenen ile ele geçen arasındaki benzerlik gibi kriterler ilişkinin ikinci boyuta taşınmasında oldukça etkilidir.
- “Beni sürekli haberdar et!”: Her ne kadar mailing ve mesaj bombardımanından rahatsız olduğunu söylese de tüketiciler, aslında online mağaza karmaları içerisindeki günlük değişikliklerden, özellikle havalı markaların kampanya dönemlerinden mümkün olduğunca haberdar olmak istemektedirler. O yüzden elinizi korkak alıştırmayın derim 🙂
- “ Bi kombin please!” : Türklerin çok da kombin yapma yeteneği ne yazık ki yok. Bu yüzden moda programları, kombin yarışmaları, intagramdaki kombin sayfaları yıkılıyor. Biz vitrindeki kombini mümkünse komple alan bir ırk olmaya bir süre daha devam edeceğiz. Bu nedenle, satışı artırmak ve sepet büyüklüğünü çoğaltmak için kombin önerileri, ya d amanken üzerindeki fotoğrafta yer alan her ürünü aramadan, satın alabilmek önemli bir avantaj sunacaktır.
Bunun dışında yapılabilecek elbette pek çok açılım var sektörde. Önemli olan, site için en doğru kitlenin belirlenip, bu kitleye özel beklenti ve hayallerin doğru oranda hayata geçirilmesidir.
Keyifli alışverişler dilerim 🙂
Yorum Yok