Yeteneğin bedeli, arz ve talebe dayanır, ustalığa değil.

Bernard Shaw

Bir zamanlar Türkiye’sinde “çok satanlar” kadim bir deyiş olsa da, günümüzde “indirme”, “dinleme”, “görüntüleme” gibi kelamlar arzıendam etmekte. Hatta bu sözcüklerin gücüne güç katan sayılarla ifadeler oldukça revaçta.

Ancak kabul edilmesi gereken bir durum var ki, özellikle sosyal medyanın bu kadar büyük ekonomik değer yaratması, tam da bu popüler dünyanın elçileri sayesinde oluyor. 2016’da Youtube başta olmak üzere, Twitter, Facebook, Instagram listelerinde en çok takip edilenler, müzik sektöründe söz sahibi olamasa da, listelerde yer edindikleri için önemsenmeleri gerekenlerdir.

Yotube verilerine kısaca bir göz atalım… Sayılar anlık değiştiği için yazmak cesaretini gösteremeyeceğim.

Hala en çok izlenen video (dört yıldır bir numara), 39 yaşındaki Güney Koreli şarkıcı Psy’a ait “Gangnam Style”. Bir yıl sonrasında bir şarkısı daha yayınlandı ve çok izlendi ama bir daha bu başarıyı pek yakaladığı söylenemez.

En çok beğenilen video, aynı zamanda en çok izlenen ikinci video olma özelliğiyle Amerikali Rapçi Wiz Khalifa. Gerçek adı Cameron Jibril Thomaz olan Wiz, Arapça’da “halef, bilgelik” anlamına gelen Khalifa’yı sahne adı olarak seçti.

En çok abonesi olan müzik kanalı Justin Bieber’a ait. Bieber, o zamanlar 27 yaşında olan yetenek avcısı Scooter Braun tarafından, Youtube’a koyduğu bir videoyla 14 yaşındayken keşfedildi.

En beğenilmeyen video, bir buçuk milyarın üstünde görüntülenmiş olmasına rağmen, yaklaşık yedi buçuk milyon kişinin beğenmediği “Baby” şarkısıyla Justin Bieber’a ait.

2016’nın en çok görüntülenen videosu, 2012 yılında The X Factor yarışmasında

finalist olmuş Amerikalı kız grubu Fifth Harmony ve şarkıları “Work”.

İlk 24 saat içinde en çok görüntülenen videolardaysa, müzik klipleri yerine daha çok film tanıtım videoları yer alıyor.

Türkiye’de şu ana kadar en çok izlenen müzik videosuysa, Justin Bieber’ın keşfedildiği yaşlardan daha büyük olmasına rağmen, henüz küçük olduğu düşünülen ve eleştirilere fazlaca maruz kalan Aleyna Tilki.

Dört başı mamur müzik sektörümüz, bu kadar çeşitliliğe optimum fayda sağlayabiliyor mu emin değilim ama büyük yapımcılar bu konularda, eskiye oranla daha hızlı davranıyor. Yetenek avcılığı için dijital dünyada biraz zaman geçirmek, zorunlu olarak birileri aracılığıyla veya amatör beste sahiplerinden gelecek, sayıları en az iki haneli şarkılarla uğraşmaktan daha kolay görünüyor.

Her geçen gün yüzlerce eklenen videolardan/şarkılardan, binlerce/milyonlarca izlenme ile sağlanan bu çok katlı pastadan, bir çatal kapma telaşında olanların maalesef gözlerinden hicran yaşları boşalıyor. Çünkü, şarkı iyi değilse, milyonlar da harcasanız tanıtımına, geriye sadece anılar kalıyor. Çevrelerinde en malumatfuruş insanların övgüleriyle hareket edip, yeteneği konusunda yönlendirilme ihtiyacı duymayanlar, emeklemeden koşmayı başarabilme arzusuyla yanıyorlar. Örnekleri fazlasıyla mevcut bu tür vakalar, maalesef cirmileri kadar kendilerini parlatıyor.

Peki iyi şarkının formülü var mı? Müzisyenler için elbette bir matematik var ama yorumcular için en önemli şey duyguların samimi bir şekilde dinleyiciye geçmesi. Peki kaç dinleyici, eşlik ettiği şarkıların hikayesinin farkında? Ne kadarı o anına eşlik etmesinin dışında, sadece müzik dinlemek istediği zamanlar için listeler oluşturuyor? Kaç müzik sever, gerçekte o şarkıya sahip olması için gerekli bedeli ödüyor?

Pastayı oluşturan malzemeler için, tüketimi sağlayan dinleyiciye ihtiyaç olduğunun farkında olan müzik yapımcıları, iyi şarkının kokusunu onuncu köyden alıyor. Internet erişiminin olduğu her yerde, bir akıllı telefon vasıtasıyla artık potansiyel dinleyiciye ulaşmak, diğer mecralara göre çok daha hızlı ve ekonomik olabiliyor. Burada en önemli unsur, sunulan şarkının, diğerlerinden farklı olarak yarattığı duygu. Türkiye’de, diğer ülkelere oranla, söz, bestenin biraz daha önünde görünüyor.

Yaratıcı medya kullanımında henüz çok başarılı değil müzik sektörü. Ancak dizi veya filmlerde, hatta viral videolar aracılığıyla, sosyal medyada fenomen olmayı başarmışsa şarkı, başarı grafiği ivme kazanabiliyor. Her dönemin klasik şarkıları arasına girmek, işin ehilleriyle cevaplanması gereken başka bir yazı konusu!

Ezcümle, üretilen, değer verilen her emek, karşılığını bulacağı dinleyicisine ulaşırken, kazanç sistemlerini de iyi planlamalı ve global dünyayı iyi takip ederek, yeniliklere kapısını hep açık bırakmalıdır. Sayıların peşinde giderken, nitelikli içeriği göz ardı etmemeli, rüzgarın, endüstrinin olduğu ülkelerden geldiğini unutmamalı.