Online (.com) mağazalarımızı geleneksel (off-line) mağazacılık tecrübelerimize göre kurguladık. Peki e-ticaret tecrübelerimize göre geleneksel mağazalarımızı dizayn etmek mümkün değil mi?

Perakende sektöründe son yılların en çok kafa yorulan konularından biri e-ticaret malum. Kimileri “olmazsak olmaz” gibi rekabet gereği olarak, kimileri “internet mağazası” olarak, kimileri de “sonuçta yeni bir satış kanalı” mantığından yatırım yapmaya devam ediyorlar.

Öyle ki hiç aklında olmayanlar bile, değişen tüketici profili sebebiyle, ticaret odası sicil kaydı için evrak verilmesi gibi “mecburen” giriyorlar online kanala..

İşte bu dönüşüm sebebiyle, 10-15 yıl önce pek alışık olmadığımız SEO/SEM gibi başlıklar, bütçelerde ciddi kalemler haline geldi. Yıllık satış rakamları, kanal bazında karlılık gibi veriler açısından bakıldığında da , üst yönetimlerin artık pek ses etmediği konular bunlar.

Ticaretin fiili gereği olarak algıya yerleşti bir açıdan ki mağazayı bir ön caddeye taşıyınca %25 yüksek kira ödemeye razı olmak gibi doğal karşılanıyor bu durumlar.

(Eski dönemi hatırlayanlar bilir, Google ne yapıyor ki bu kadar para harcıyoruz çağı vardı. Aylık 25K ona harcayacağıma yeni bir şirket arabası alırım, “o rakam burada kaç kişinin maaşı biliyor musun? vb söylemleriyle, dijital kanal yöneticilerini epey darladılar o dönem.. Neyse ki o dönem kapandı , hiç anlamayan bile “ben bilmem oğlum/kızım bilir” diyerek olur veriyorlar bu işlere)

Diğer taraftan, e-ticaret operasyonuna önceden “bizim IT halleder” ezberinde bakılırken, yakın dönemden beri yeni unvan ve organizasyon yapılarıyla şirketlerin içini değiştirmeyi bir ölçüde başardı online kanallar.

(özellikle şirket gelirlerinde önemli yerlere gelmesi, ör. 50-100 mağazalı bir zincirde en çok ciro yapan ilk 10 mağaza içinde sıralanması da etkili oldu kuşkusuz).

 E-Ticarete özel lojistik kurguları, paketleme teknolojisini sürece dahil etmek, ezberin dışında ürün tedarik modelleri de (depoya hiç uğramadan teslim vb) ticari anlayış ve vizyonu genişletti.

Şirketlerin bu dijital dönüşüme, düşünce, anlayış ve vizyon olarak ne kadar uyum sağladıkları hep tartışılacak bir konu ama e-ticareti yok saymanın ‘Dünya öküzün boynuzunda dönüyor” hurafesine eş değer olduğu bir dönemdeyiz.

Peki e-ticaret (ya da toptan biçimde online dünya), potansiyel müşterilerimizi de değiştirmedi mi?

Ya da değişen tüketici davranışına karşın, geleneksel mağazacılık anlayışımızın aynı normlarla yapılması normal mi?

Artık potansiyel müşteriler, hız , seçenek sonsuzluğu, renk/beden özgürlüğü, kişisel kampanya, hızlı ödeme, istediğin saatte alış veriş, doğru ve onaylanmış ürün bilgilerine eksiksiz ulaşım gibi online evrenin nimetlerini mağazalarda da yaşamak istiyorlar.

Merak etmeyin, omnichannel diye kestirip atmayacağım konuyu:)

Baştaki soruya dönelim;

Durum böyleyken, online tecrübelerimize göre off-line mağazalarımızı yeniden dizayn etmenin zamanı gelmedi mi?

Bu konuda durmadan düşünüp, yeni şeyleri cesaretle denemek lazım ki ilk bakışta ufkumuzu açmamız lazım. Bu sayacağım öneriler içinde hepsinin kendine göre eksiği olabilir, fakat niyet olursa bu fikirler kısa sürede olgunlaşıp, hayata geçebilir diye düşünüyorum. Bu açıdan önerileri, gerçek çözüme giderken yapılan bir çeşit kültür-fizik hareketi sayabiliriz..

işte bir kaç öneri;

 1-Basit bir dokunmatik ekrandan seçince askıdaki ürünleri renk ve bedenlerine göre sıralayabilecek raf tasarımları.

2-Sıra beklemeden –size özel- bir ödeme istasyonu ( self checkout kiosk, tabletten reyonda ödeme opsiyonu vb)

3-Haftanın günlerine / modlara göre değişen modüler mağaza içi raflar..

4-Raflarda banner benzeri serbest biçimde, mağaza yerelinde kullanılacak içerik yönetimi (her coğrafi mekanın yapısına özel banner gösterimi)

5-Mağaza girişinde zemine konacak etkileşimli bir ekran ile (yüz tanıma vb belli teknolojileri kullanarak) müşteri mağazaya girdiği an “Ayla hanım hoş geldiniz” gibi zemin mesajıyla karşılamak. (Amaç online dünyanın login adımı uyarlamak olduğu için bu konuda daha fazla proje üretilmeli diye düşünüyorum).

6-Ürün detay sayfası gibi çalışacak bilgilendirme ekranları: . Barkodu okutunca etiket bilgileri, ölçüler hammadde içerikleri, manken üzerinde nasıl durduğunu gösteren ieçrikler vb

(Belki de mağazaya has kombin önerisi. 2 yan reyondaki kırmızı pantolonla kombinleyebilirsin gibi? Buralar da hep kafa yormalık..)

 7-Alışveriş moduna göre reyon önerisi (günlük, resmi kıyafet, abiye, gibi alışveriş motivasyonunu yönetmek için). Bunun için örneğin mağaza girişine kombin zone gibi bir alan tanımlayıp, satın alma atmosferi yaratmak.

(Belki bir gardırop-app ile potansiyel müşteriye sendeki şu gömlekle çok iyi kombinlenecek bir etek geldi diyebilmek örneğin?)

 8-Mağaza içinde o mağazaya özel subdomain ile (ör.koton.palladium.com) sadece mağaza içindeki stokları listeyen bir mikro e-ticaret sitesi.

Ürettiğimiz teknoloji bizi-müşterilerimizi dönüştürüp değiştirdiyse, şimdi mevcut işinizi değiştirme sırası da sizde!