Ürünlerini  ve hizmetlerini tanıtmak  yerine uzun süre iki dev operatörün dev medya bütçeleriyle bir birlerine sataşmalarını izledik. Bu iki dev operatör bazen afacan iki çocuk gibi tatlı tatlı sataştılar, bazen de işler mahkemeye kadar uzadı. Ama kıvrak bir hareketle Turkcell bu duruma farklı bir boyut kazandırdı. Ve Turkcell, Öz Turkcell?i yaratı. Önce Turkcell?in karşı operatörü hedef alan reklamlarını izleyince alenen sataşmalarını görüp çoğu kez kanalı değiştiriyordum. Marka algısı olarak benim gibi bir çok kişinin zihninde olumsuz ve pazar payına rağmen kendine güvensiz bir portre çiziyordu. Bir yandan da bir pazarlamacı bakış açısıyla; bunca medya iletişim bütçesi sadece rakibe sataşmak için mi harcanıyor, bunun yerine daha anlamlı ve yararlı şeyler için kullanılamaz mı demekten kendimi alamıyordum.
Bir sabah uyandım ve ne göreyim, Öz Turkcell.  Kişiler arası ilişkilerde de rastladığımız üzere kendiyle dalga geçebilecek kadar öz güven sahibi insanlar bize genelde sempatik ve sıcak gelir. Bu hamleyle de Turkcell bu sempatik ve sıcaklığı yakaladı diye düşünüyorum, en azından kısa vadede.

Şahan Gökbakar?ın oynadığı bu reklamlar, daha önceki bazı samimiyetten uzak iletişim şekillerinin aksine Turkcell?e ayrı bir sıcaklık kattı. Diğer yandan da rakipleriyle olan özgüveni eksik kişilik imajı veren iletişim tarzı yerine kendisiyle dalga geçebilen, ?Kızım sana diyorum, gelinim sen anla!? tadında izlemesi zevkli reklamlar  ile belli bir kitlenin ona karşı olumsuz düşüncelerini kısa vadede yumuşattı diyebiliriz.

Bunun yanı sıra hazır Turkcell ile ilgili yazı yazmışken şunu da eklemek istiyorum. Call Center konusunda çok başarısız olduğunu düşünüyorum. İşin sadece Call Center görevlilerini eğitmekle kalmaması gerekli, görevlilerin müşterilere daha iyi ve hızlı hizmet verebilmesi için müşteri bilgi ekranlarının en iyi şekilde optimize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dakikalarca telefon başında kalıp doğru düzgün bir çözüme ulaşamamak gerçekten çok mutsuz edici.

Sözün Özü, Tebrikler Öz Turkcell.

Murat DURAK