Markalar tüketicilerine ulaşmak için bir çok yol kullandı ve hala kullanıyor. Bunlar geçmişten günümüze; basın ilanları , radyo spotları, TV reklamları v.s  aracılığıyla kitlesel bir şekilde oldu. Şimdiyse tüketiciyle iletişim;  sosyal medya, Google araçları ve mobil pazarlama araçlarıyla tüketici niteliklerine göre son derece kişiselleştirildi. Bu kişileştirmeyle tüketici istek ve beklentileri belli oranda karşılanabiliyor. Bazen de Apple gibi eşine az rastlanır birkaç markanın yaptığı gibi ihtiyaç karşılamayı diğerlerine bırakıp,  ihtiyaç yaratılıyor.

Markanın kitlesiyle ilişkisi sırasında yazılı, sesli ve görsel öğeler farklı şekillerde ve farklı oranlarda kulanılıyor. Her yöntem markanın o an bulunduğu koşullar içerisinde kendine göre avantajlara ve dezavantajlara sahip. Çünkü bu öğeler bazen okunmuyor , unutuluyor  ya da hedef kitle tarafından bu mesajların alınması bilinçli olarak reddediliyor. Bazen de zihinde ürünle ilgili unutulmayacak kadar çengel etkisi yaratabilecek sloganlar ve metinlere sahip olunsa da bu marka mesajları istediğimiz yerlere ulaşmıyor. Çünkü gündelik hayattaki bilgi kirliliğinin içerisinde marka mesajı zihnin mesaj bombardımanından kurtulma çırpınışlarının bir sonucu olarak beynimiz tarafından filtrelenerek 5 duyumuzun süzgeçlerinden kurtulamıyor. ( Bknz; Bilgi ekonomisinden, ilgi ekonomisine )

Bunun yanı sıra artık bazı markalar yukarıdaki bir çok yöntemin yanı sıra farklı  yöntemler de kullanıyor. Buna sanırım ?act to connection? diyebiliriz. Yani hedef kitleyi fiziksel olarak bir eylemin içerisine çekmek , bunu yaparken de bu kitleyi eğlendirmek, heyecanlandırmak ve aktif olarak bu durumun içerisinde rol almasını sağlamak. Nintendo Wii oyun konsolunu düşünün. Oyunu oynarken aynı zamanda fiziksel eylemlerinizle de oyunun içerisindesiniz ve bu durum size mutluluk veriyor. Çünkü bir şeyin anılarımızda unutulmaz olması için veya öğrenme(davranışın kalıcı olarak değişmesi ) niteliğine kavuşması için 5 duyumuzla bunu deneyimlemeliyiz.  Bize verilen mesajda söylenen her ne ise bunu yaşamalıyız. Bunu şu sözle sanırım çok güzel özetleyebiliriz ? Bana bir şey söyle unuturum, bana bir şey göster belki hatırlarım, bana bir şey yaptır asla unutmam ! ?

Aşağıda bir Fransız su markası olan  Contrex?in tüketicilerini fiziksel olarak etkileşime geçirmesine çok iyi bir örnek var mutlaka izleyiniz.