Aslında bugün Snickers’ın Muazzez Abacı’lı, Gönül Yazar’lı TV reklamıyla ilgili bir şeyler anlatacaktım size ama pek anlatmaya değer bulmadım daha sonra.
Reklam güzel. Zaten bildiğiniz gibi global versiyonundan uyarlanmış. Ama farklı ve mesajı çok akılda kalıcı bir şekilde verdiği kesin.
Bu yazıyı düşünürken, gözüme Acun’un “O Ses Türkiye!” programı takıldı. İlk defa izledim ve gerçekten beğendim. Zaten müzik tutkunu biri olduğum için beğenme eşiğim düşük oluyor bu tür programlarda.
Ama yine tutacağına, reyting listelerinin tepesinde olacağına adım gibi eminim. Özellikle jüri üyelerinin arasındaki elektrik, muazzam!
Televole muhabirliği yaptığı günlerden beri izlediğim bir adam Acun Ilıcalı. Hep sempatik, hep haşarı bir adamdı. Biraz durulmuş olsa da hala öyle aslında. Öyle bir kişisel marka yarattı ki, Acun TV açsa, yine en çok izlenen kanallar arasına gireceğine eminim.
İletişim gerçekten zor zanaat. Ama o herkesin yakalamaya çalıştığı ritmi bir tutturdun mu gerisi geliyor. İletişim deyince aklınıza sadece medya kuruluşları, gazeteler, dergiler gelmesin.
Steve Jobs, bir iletişim ustasıydı. Atatürk bir iletişim ustasıydı. Acun da iletişim konusunda gerçekten iyi bir yere koşuyor her gün.
İnsanları anlamak, neyi sevebileceklerini sezmek, empati kurabilmek bir satış insanına bahşedilebilecek en büyük hediye olsa gerek. Acun da müthiş bir satış insanı. İnanılmaz bir ikna, yaptırım gücü var. İletişimi de çok iyi olduğundan, başarı kendiliğinden geliyor.
O yıllara mâl olmuş ünlüleri Survivor gibi bir yerde perişan hallerini göstermeye ikna edebilen, herkesin gözü önünde, bir zamanlar röportaj için yalvardığı Hülya Avşar’la dalga geçebilen bir insan oldu artık.
En büyük özelliği, başka insanların ünlerini kullanarak kazanmak.
Elbette Türkiye’de başarılı olan her insanı olduğu gibi onu da kıskanan insanların oluşturduğu bir grup var. Hani şu “Ben hep belgesel izlerim, Survivor da neymiş?” deyip her program saatinde ekranın karşısına oturan ve hasetinden tırnak kemirip oturup orada burada başarılı insanlara çamur atan kitleden bahsediyorum.
E normaldir. Olur. Sonuç değişmez. Güneş balçıkla sıvanmıyor.
Acun’un hikayesinde, kariyerlerine yön vermeye çalışan gençler için de bir çok ders var. Gidip 50 tane kişisel gelişim kitabı okumaya gerek yok. Başarılı her insan gibi, tutkularının peşinden giden ve zorluklarla yılmayan, para değil de başka motivasyonlarla işini yapan her insan marka olur. Başarı ve para da arkasından gelir.
Şimdi Türkiye^nin en büyük pazarlama şirketleri olan Turkcell ve Coca-Cola, normalde pek uzun süreli anlaşmalar yapmasalar da Acun’la 2 yıllık anlaşmalar yapıyorlar. Turkcell, Acun’un yaptığı her işe destek verme kararı alıyor. Show TV’de en çok izlenen günlerin en çok izlenen saati Acun saati oluyor.
Acun iyi bir marka. Sürekli konuşuyor ve biz de bıkmadan dinliyoruz. En azından şimdilik.
Aşağıda, kovulmanın bazen iyi bir şey olabileceği gerçeğini bir kez daha gösteren, eğlenceli bir anısını anlattığı videoyu paylaşıyorum:
Yorum Yok