Nihayet, birkaç yıldır ülkemizde yabancı ülkelerdeki yaratıcı reklamlara rakip gösterebileceğimiz çalışmalar ortaya çıkarabiliyoruz. Genel anlamda baktığımızda halen geride olsak da, yaratıcı kişiliği tavan yapmış insanlarla dolu ülkemizin geleceği parlak gibi. Genel anlamda derken sadece TV reklamları değil, bunun yanında radyo, billboard reklamları ve en önemlisi internet üzerinden gerçekleştirilen reklamlarından bahsetmekteyim.

Hepimizin favori bir reklamı vardır, unutmadığı, aklına geldiğinde birden hüzünlendiği veya kahkahalara boğulduğu? Kimi markalar toplumun duygusal yanlarını ön plana sunarak hüzünlü içten reklamlarla anlatır kendini (özellikle Turkcell?in son reklamları), kimisi de reklamını oynatırken memleket manzarasından komik insan figürleri ile çıkar karşımızı (Avea reklamları gibi). Bazıları da vardır hiçbir şey anlayamazsınız gelir geçer.

RTÜK?ün yapmış olduğu yeni reklam düzenlemeleri ile markaların reklamlara olan özeni daha da arttı. Daha doğrusu var olan reklam bütçelerini daha yaratıcı reklam çalışmalarına ayırmaya başladılar. TV?nin yanında vazgeçilmezimiz olan internet reklamlarına da ciddi paylar ayırmaya başladılar. Günümüz teknoloji devri ve insanımızda internetle fazlasıyla haşir neşir iken eleştirel internet ortamı da hızlı bir geri dönüş mekanizmasını oluşturması da beklenen bir gelişme.

Bunları zaten biliyorsunuzdur, konuyu daha da dallandırıp budaklandırmadan malum başlığımızdaki reklam filmini konuşalım. Markafoni son reklamı markafonik aşkı yayınlar yayınlamaz hemen tartışmalar başladı. Twitter?da TT oldu birçok haber sitesinde haber başlığı olarak yer almaya başladı. Kimileri bu reklamı yaratıcı  bulurken kimileri de pornografik öğelerinden dolayı eleştirdi. Herkesin fikri önemlidir tabi ama bazı şeylere de anlam veremiyorum maalesef. Bazen çok mu abartıyoruz diye düşünüyorum. Galiba öyle, tamam markafonik aşk reklamında fazlasıyla cinsellik mevcut ama faaliyetten çok niyet daha önemli sanki. Bugüne kadar yabancı reklamlardaki cinsellik olgusuna ?Adamlar yapıyor ne kadar yaratıcı bir reklam? gibisinden tepki verenler bu reklamı pornografik bularak reklamın vermek istediği mesaja ayıp ediyorlar. Kimilerinin bu durumu insanın içinde ne varsa dışı da odur diye yorumlaması da ağır kaçıyor sanki.

Cinsellik, duygusallık, acitasyon, güldüren öğeler v.b bir sürü duyular veya nesneler bugüne kadar reklamlarda kullanıldı, kullanılacaktır da. Önemli olan görüntünün yanında bizlere verilen mesaj. Seks insanoğlunun varoluşundan beri vazgeçemediği alışkanlık ve arzularından biri, bunu hiçbirimiz yadırgayamayız. Markafoni ?de insan için özel ve anlamlı olan bu olguyu reklamla bize sunarak hem mizah hem de yaratıcılığını konuşturmuş. Yaptığı reklam ile orada kadın için önemli olanın sadece cinsel ilişki olmadığını, üzerinde taşıdığı markanın da ne kadar değerli olduğunu vurguluyor. Belki bu durumu en iyi açıklayabilir dediğimiz başka bir fikir yoktur. Kimilerinin fantezisinin eşsiz bir parçası olan elbise yırtma eylemi burada kavgaya yol açıyor. Bu da olayın görüntüsünden çok vermek istediği mesajı tamamıyla ortaya çıkartıyor.

Kimileri farklı şeylere odaklanıp reklamı farklı algılayabilir, kimileri de mesajı doğrudan algılayabilir. Bu kişilere kalmış tabiki. Ama ülkemizde reklamcılık alanında bir şeylerin değişmesini istiyorsak yeniliklere açık olmamız da fazlasıyla gerekiyor. Dış dünyada markafonik aşk reklamından daha uçuk diyebileceğimiz reklamlar kendinden söz ettirip yaratıcılıkları ile ödül alıyorken bizim meyve veren ağaca taş atmamız hoş değil. Bu açıklama sadece markafonik aşk reklamı için değil, bugüne kadar yaratıcı zeka ile harmanlanmış bazen yersiz eleştiriler alan bazen de anlaşılamayan reklamlar için de geçerli.

Bana sorarsanız bu reklam olmuş hem de çok iyi olmuş, insaoğlunun vazgeçemediği arzusu ön plana çıkartılarak, kendileri için değerli olduğuna inandıkları markalar uğruna bu arzusundan vazgeçebileceği imajı ile göndermek istediği mesajı fazlasıyla vermiş. Eminiz markafoni sadece bu reklam filmi ile kalmayacak daha yaratıcı reklam fikirleri ile karşımıza çıkacaktır. Bekleyelim göreceğiz.