Harvard?lı Emily vs. Harranlı Emine
Merhabalar Brand Talks Ailesi,
Sizlerle Harvard?lı vs. Harranlı temalı Turkcell reklamını irdelemek istiyorum. Reklama başlıyoruz, yine her zamanki gibi buram buram Anadolu kokulu, hafif güneydoğu Anadolu dizisi temasında, acıklı bir ses tonuyla ve Türkiye?yi çok önemsiyoruz mesajlarıyla donatılmış bir eser var karşımızda.
Bir çoğunuz diyeceksiniz yapma yahu Turkcell Sosyal Sorumlulukta bunu bunu yaptı şöyle şahane projeler yaptı. Tamam kabul ediyorum fakat ?ama dan sonraki her cümle yalandır? mottosu oldukça hakim bu durumda.
Reklama başlıyoruz. İlk sahneler doğum ile başlıyor, Emily kızımız modern bir ameliyathanede doğarken, Emine kızımız köy odasında ebe yöntemi ile doğuyor. İlkokul çağına geldiğimizde Harvard?lı kızımız jeep ile okuluna giderken, Harranlı kızımız yağmur, çamur demeden 5 km yürüyerek gidiyor ardından lise çağında Harvard?lı kızımız çatır çatır tüm bilgilere ulaşabilirken, Emine kızımız tarlada çapa yapar ve İnternetin ?i? sinden haberi olmaz. Harvard?lı kızımız Harvard?ı kazanırken pek doğal olarak, Emine?miz de Harran?ı kazanır ve bir bakarız ki ikisi de aynı data?ya ulaşmak isterler. Emine Turkcell?in hiper hızlı interneti sayesinde saniyeler içinde indirirken Emily bekleeer bekleeer.
( Turkcell?de Harvard?da ücretsiz ve kablosuz Fiber optik bağlantı olduğunu düşünmeden reklamı çekeeer çeker.)
Ve muhteşem son; Turkcell sayesinde Amerika karşısında muhteşem bir zafer elde ediyoruz. Reklamın başında yaşanılan tüm sorunları aşıyoruz ve Turkcell?in muhteşem bağlantı hızı sayesinde Harvard?la aramızdaki tüm farklılıkları kapatmış oluyoruz.
Vatan Şaşmaz?lı Metrobüs reklamı bile daha gerçekçi a dostlar. Hadi hız konularına da değinmeyelim. Ey Turkcell, tüm bu sorunlar göz önündeyken nedir bizim sayemizde Türkiye bu sorunları aşmış oldu, aradaki farkı sayemizde kapattınız artık Amerika ile eşitiz hatta üstünsünüz yaklaşımı. Neden bu ajitasyon ihtiyacı. Aşağılık ve Üstünlük komplekslerinden faydalanarak, lümpenliğin dibine vurmanın amacı niye?
Ayrıca toplumda konuşulan şeyin ürün değil, Harranlı Emine olması, reklamın ayrı bir sıkıntısı.
Hadi başka bir noktaya değinelim, eğer amacımız sosyal adaletsizliğe parmak basmak ise mevcut farklılık Harranlı Emine ile Etilerden Sude arasında hali hazırda mevcut.
Kısacası reklam çorba olmuş, vermek istenilen mesajdan uzaklaşılıyor, konular birbirine karışıyor, mantıklı bir kıyaslama yok, duygu sömürüsü ve bolca ajitasyon var.
Özet geç diyenlere: Turkcell yakışmadı sana duygu istismarı ve yanıltmaca üzerine reklam kampanyası yürütmek !
Finalde sizinle ekşisözlük?ten birkaç yorun paylaşayım:
?türkiye’de de gayet çok emily standartlarında emine varken niye harvard lara kadar gidilmiş anlamadım. burada da ameliyat hanede doğan, okula araba ile gidip gelen, dünyanın parasını verip özel üniversitede tıp okuyan ve gayet lüks yaşayabilen eminelerimiz var, hatta ve hatta… evet ya! pardon, internet hızı kıyaslanıyordu bu güzide karşılaştırmada.? Ekmekspor
?emily internetine bedava ulaşırken, emine minnacık kotalı kıytırık bağlantısına en az 20 tl vererek anca reklamdaki videoyu izleyebilmiştir.? Nihaho
amerika’da 4g’nin oldugunun farkinda olmayan turkcell’in hezeyani, reklami.tey tey tey… kareliangravlax
?harvırtlı emili ay sonunda gelen 19.99$ lık faturayı kredi kartından kafaya bile takmadan otomatik ödedi, harranlı eminenin babasınaa gelen129.73tl lik fatura sonrası kızı motorcu hamidin oğluna vermeden önce bir güzel dövdü, tşkler türksel… ?
Harika bir reklam olduğunu söylemeliyiz. başta içimiz burkuldu; ama sonunda yümüz güldü.