Klişe dendiğinde muhtemelen aklınıza pek çok şey geliyor olabilir. “Senin annen bir melekti yavrum”, “Türkiye’de ilk ve tek”, “İndirimin kralı burada!”, “Sorun sende değil, bende!” ve daha niceleri.
Ne zaman bir “ödül töreni” gibi bir şey duysam ya da onu izliyor olsam, hep şunu merak ederim: Ödül törenlerinde neden “en iyi klişe kullanımı” diye bir dal bulunmuyor? (bknz. amerikayı yeniden keşfetmek)
Velhasıl; sosyal medyanın ne gibi klişeleri olduğunu merak ettim, sonra araştırdım ve daha önce yapılmış ve zincirleme şekilde intihal edilmiş bu içerikleri benim gibi merak edenler için yazdım.
Klişe #1: Labirent İçerikleri
Pan’ın Labiretini izlediniz mi? Eğer izlemediyseniz, kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. (aslında içinde şiddet geçmiyor olsaydı, “şiddetle izlemenizi tavsiye ederim” diye yazacaktım.) Neyse ki; burada bahsedeceğimiz labirent, filmdekine pek benzemiyor. Hemen hemen herkesin aşina olduğu türden labirentten bahsedeceğiz.
Siz de Facebook ve Twitter hesaplarınızda, en azından belli başlı markaları takip ediyorsunuzdur. Bu motivasyonun temelinde, dağıtılan hediyelerin ve indirimlerin yer aldığını söylemek yanlış olmaz. Zaten bu tür güzellikler yapmıyor olsalar, niye ‘news feed’imizi kirletelim! Öyle değil mi? (bknz. plaza dili ve edebiyatı)
Görsellerini paylaştığım içerikler, sosyal medya borsasında her daim kazandıran hisse senedi durumunda yer alır. Öyle ki; bu içeriği kullanmayan bir marka hayal bile edilemez olmuştur. Coca Cola, Sony, Samsung, FMCG’nin irili ufaklı tüm yapıtaşları, prezervatif markaları, giyim, beyaz eşya, perakendeciler ve daha kimler kimler! (Hacı, belki de bu içeriği kullanmayan markanın sosyal medyacısını dövüyorlardır.)
Halbuki; sosyal medya o kadar büyük bir derya ki, biraz işin üstüne gidilse olacak ama kolaya kaçılıyor. Öylesine kolaya kaçılıyor ki; yukarıda görsellerini paylaştığım içerikler aynı gün ve hemen hemen aynı saatlerde yayına alınmıştı. (bknz. ahasfhdkjdcnsj)
Klişe #2: ‘Hangisi diğerlerinden farklı’ İçerikleri:
Labirentte olduğu gibi bu türde yayınlanmış içeriklere dikkat ediniz. Bunların tümü ‘engagement’ tuzağıdır! Çünkü basit ve cevapları da 1, 2, 3’ten ya da a, b, c’den biridir. Hem çözümü hem de cevabı bu denli kolay olunca, engagement sayısı da epeyce artmış oluyor.
Ve karşınızda ‘hangisi diğerlerinden farklı’ konseptli içerikler:
Tanıdık geldi mi? 🙂
Klişe #3: Puzzle İçerikleri
Puzzle içerikleri, listemize 3. sıradan giriş yapıyor. A diyenler beğensin, B diyenler yorum yazs… Pardon, bunu burada söylemiyorduk değil mi? 🙂
Sorusu da her daim kabak tadındadır. Yani “sence doğru parça hangisi?” veya türevi şeklindedir.
Klişe #4: Fav’lasın… RT’lesin İçerikleri
Hav’lasın… Şey Fav’lasın, sizce de kulağa bir acayip gelmiyor mu? Yoksa acayip olan ben miyim? Neyse…
İçerik yaratımı konusunda Facebook’un, Twitter’a göre çok daha esnek ve uygun bir kanal olduğunu düşünüyorum. Ancak Twitter’ın en büyük artısının ‘hashtag özelliği’ olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. (Söyleyemedi) Ayrıca Twitter’ı günlük içeriklerin paylaşıldığı bir mecra olmaktan ziyade, yaratıcı kampanyaların ya da yarışmaların yapıldığı bir mecra olarak kullanmak çok daha efektif olacaktır.
Son olarak; Twitter’ın en bilinen klişesi ‘şunu diyen Fav’lasın, bunu diyen RT’lesin’ türünden içerikleridir. Aramızda; Fav’lamayan ya da RT’lemeyen var mı? 🙂
…
Bu kadar klişeden bahsettik madem, kendi klişe cümlemle de yazımı sonlandırayım; bunu saymadım bir sonraki yazıma da beklerim! 😉
Yorum Yok