Steve Jobs’u kaybettiğimiz 2011 yılının sonlarından bu günlere kadar, Apple’ın geleceği büyük bir merak konusu olarak iş dünyasının gündemini işgal etmeye devam ediyor. 2001 yılında iPod ile başlayan başarı öyküsü, 2007 yılında iPhone ve 2010 yılında iPad ile heyecanla süslenirken, 2014 yılına geldiğimizde otoriteler henüz Steve Jobs sonrası bir dünyada Apple’ın neler yapabileceğine dair açık ve net bir fikre sahip değil. Oysa ki Apple, daha Steve Jobs hayata veda etmeden önce Yale Üniversitesi ile Steve Jobs sonrası döneme hazırlanmaya başlamıştı.

Geçtiğimiz hafta başında OMD’nin Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda Bilgi Üniversitesi MarkaOkulu’ndan kıymetli hocam Nüzhet Algüneş, MediaCat’teki köşesinde, Apple’ı bekleyen olası değişim rüzgarlarıyla ilgili “Elma’nın Geleceği”  isimli gayet güzel bir yazı kaleme aldı. Nüzhet Algüneş, Apple’ın yarattığı kullanıcı deneyiminin ve müşteri memnuniyetinin önemine değinmesine rağmen Apple’ın yenilikçiliğiyle ilgili beni fazlasıyla şaşırtan bir paragrafa yer verdi:

Apple uzun zamandır yenilik getirmiyor

 

Gelecek planlarını “mobil platformlardan web deneyimi” üzerine kuran GSM operatörleri için Apple iyi bir iş ortağı. Ama kullanıcıların çözülemeyen ve can sıkan problemleri var. Apple uzun zamandır masaya elle tutulur bir yenilik getiremiyor. iPhone 4′ten beri akıllı telefonlarda radikal bir değişim yok. Üstüne iki jenerasyon daha eklenmiş olsa da,  cihaz sahiplerinin çoğu cihazlarını değiştirme ihtiyacı duymuyor. Üstüne üstlük HTC One ve Samsung Galaxy gibi çok güçlü ve öncü makine Apple fanatiklerinin gözünü çelmeye başlıyor.

Görünen o ki, iOS ekosisteminin ve iCloud’un sahip olduğu potansiyele rağmen Nüzhet Algüneş ve daha bir çok insan, Apple’ın son zamanlarda beklentileri karşılamadığını düşünüyor. Üstelik, tüketicilerin gözünde bir parça da olsa durgun bir Apple algısını görmek mümkün. Bu algının sebebini sorgularken reklam harcamalarıyla ilgili ilginç bir tablo karşımıza çıkıyor.

tech advertising chart

Son yıllarda Apple ile en fazla kıyaslanılmaya başlanan Samsung’un reklam harcamaları, Apple’ın reklam harcamalarının yaklaşık 4 katı kadar. Bu harcamaların kırılımlarını bilmesek bile, Samsung’un ürünlerini tüketicilerin gözüne 4 kat daha fazla sokuşturduğunu anlayabiliriz. GRP etkisi ve halo efekti gibi jargonel tanımlamalara girmeye gerek bile yok. Hal böyle olunca da, Apple ın görece durağanlığının asıl sebebi aslında Samsung’un görece aktifliği neden olmasın?

Apple’ın halihazırda ne kadar yenilikçi olduğunu anlamak için biraz daha derinlemesine bakmaya ihtiyacımız var. Apple’ın sunduğu yenilikleri anlık olarak göremememizin en büyük sebebi, Apple’ın bu teknolojileri kullanıcı ile buluştururken karşılaştığı üretim sıkıntıları. Diğer çoğu teknoloji firmasının aksine Apple’ın çıkardığı her ürünün milyonlarca adet satma potansiyeli mevcut. Dolayısıyla üzerinde çalışılan her teknolojiyi bu kadar yoğun volümlerde üretebilmek ve üretirken de maaliyetleri kontrol altında tutmak her zaman mümkün olmuyor. Oysa ki batarya ömrü gibi problemler üzerine Apple’ın ARGE faaliyetleriyle birlikte ne kadar yoğun mesai harcadığını Patently Apple, Macrumors, Apple Insider gibi web portallarını takip ederek görebiliyoruz.

Giyilebilir Teknolojiler ve Gelecek

Nüzhet Algüneş’in de köşesinde belirttiği gibi yakın gelecekte giyilebilir teknolojiler ve internete bağlanabilen türlü türlü akıllı cihazlar hayatımızda daha sık yer etmeye başlayacak. Hatta bazı agresif senaryolara göre 5 ila 10 yıl içerisinde bugün akıllı telefon olarak tanımladığımız cihazların ortadan kalkması bile mümkün gözüküyor. Google Glass ile başlayan, Samsung Gear akıllı saat ile devam eden giyilebilir teknoloji furyası, akıllı telefonları ve bu gün bildiğimiz neredeyse her türlü internet erişimi bulunan akıllı cihazı tehdit ediyor. Hal böyle olunca da herkesin büyük bir merakla Apple’ın neler yapacağını merak ediyor.

q12014linecorrected

 

Bu senaryo Apple için büyük bir risk oluşturabilir mi? Halihazırda Apple, dönemlik cirosunun 3’te birinden fazlasını iPhone’dan elde ederken, iPhone’un öncülüğünü yaptığı akıllı telefon pazarı küçülmeye başlarsa Apple büyük bir kan kaybı riski ile karşılaşabilir.

Ancak bu durumun Apple için büyük bir risk oluşturacağını düşünmüyorum. Çünkü bu tarz senaryolara Apple, aslında herkesten daha çok alışık. iPhone’un piyasaya sürüldüğü 2007 yılına gelirken benzer bir risk, o dönem Apple’ın en büyük endüstrisi olan taşınabilir MP3 çalarlar için geçerliydi.

32595958-2-300-DT1

İnsanlar müzik dinlemek için artık fazladan bir cihaz daha taşımak yerine telefonlarını kullanmaya başlamışlardı. iPod satışları azalmaya başlarken, Apple’ın yeni bir stratejiye ihtiyacı vardı. Bu değişimin önüne geçmek yerine Apple, iPhone’u çıkartarak değişimi benimsedi, iPod satışlarını kaybetme pahasına iPhone’lara yatırım yaptı ve meyvelerini fazlasıyla aldı.

 

Akıllı telefon piyasası olgunlaşmaya ve küçülmeye yüz tutarken Apple’ın bu değişimlere hazır olduğunu söylemek mümkün. Üstelik Apple, 2010 yılında henüz daha tablet bilgisayarlar konuşulurken sessizce giyilebilir teknolojiler alanına yatırımlarını yapmaya başladı ve bu alanda çalışmak üzere ilk işe alımını gerçekleştirdi. Bugünlerde ise Apple’ın son zamanlarda yaptığı işe alımlara ve bünyesine kattığı insan profillerine bakarak bu alanda ne kadar büyük yatırımlar yapmaya hazırlandığını görebiliyoruz.

Teknoloji dünyasındaki geleceği görebilmek için öncelikle Apple’ı doğru anlamak gerekiyor. Apple demek, sadece tek bir iPhone ya da iPad değil, Mac’lerinden iWork’üne, iCloud’undan ürün tasarımına kadar kullanıcıya benzersiz kolaylıklar sunan bir ekosistem. Bu ekosistemin temelleri o kadar sağlam ki, sunduğu kullanıcı deneyimini diğer teknoloji firmalarının sağlaması neredeyse imkansız. Dolayısıyla Apple’ı Samsung, HTC ya da LG’nin ürünleriyle karşılaştırmadan önce, iOS ve Apple ekosistemini doğru anlamak gerekiyor.  Bu ekosistemin üzerine inşa edilecek saatinden gözlüğüne, kol düğmesinden ayakkabısına kadar her türlü olası akıllı cihazın rakiplerinden ayrışabileceği kesindir.

Hâl böyle olunca da Gerry Mulligan’ın caz müzik için söylediği bir sözü Apple’a uyarlasak hiç de fena olmaz:

“Apple bir yaşam biçimidir, bilinenle heyecanlanıp, bilinmeyene güvenmektir.”