Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba!
Viral, viral, viralin riskleri, etkisi, avantajları..
Sürekli tekrarlıyoruz. Ürünün müşteriye hangi anlamları ifade ettiğinden çok müşterinin marka(firma) için ne ifade ettiğine tanık olduğumuz hızlı bir evrimin içindeyiz. Pazarlama ekosistemi tarihinde hiç olmadığı kadar kompleksleşiyor. Öyle ki, zaman mefhumu teknik tanımların, stratejinin, bilgeliğin, aleyhine işler halde.
Kaçırıyoruz!
Aklımda bunlar dönüp dururken, malumunuz 14 Şubat’a özel nur topu gibi bir viral doğdu sosyal medyada. Atilla Taş’lı Samsung videosu. Belki de Samsung’lu Atilla Taş videosu demek daha doğru olur. Tahminimce bir süre sonra kendisinin sosyal medya çıkartması olarak akıllarda kalacak. Ne de olsa, Samsung’tan çok Atilla Taş’ın şahsı konuşuldu..
Gün geçmiyor ki markalar organikleşen iletişim dilleriyle bizi şaşırtmasın. Bunun en güncel örneği, “Anlayamazsınız”. İsyan bayraklarını çektiğinizi görür gibiyim. Evet, yetti. Her ne kadar bugünkü viral örneğimizden farklı bir konsept olsa da, bugün markalar sosyal medyada ses getiren her içeriği, kendi sunumlarına yedirmekte yarışır hale geldiler. Bu tür çalışmaların genelde marka iletişim kalitesini zedelediği inancındayım, ışık hızıyla tüketilecek bir içerik için ödenen büyük bir bedel. Neyse, Anlıyorsunuz, konumuz bu değil.
Dönelim Samsung viraline. Atilla Taş, kendisiyle barışık olması, bir taraftan egosu olmadığını vurgularken diğer taraftan özgüvenini konuşturmasıyla, hakkından çok söz ettirdi. Amacına ulaşma yöntemine bakıldığında, bu da bireysel markalaşma alanında ilginç bir vaka doğrusu.
Fenomenler içerik yaymada akılcı bir kanaldır. Buna bir de içeriğin dolu dolu akışı eklendiğinde, işte size tutacak bir viral çalışma. Bu videoda rakiplere gönderme yok, ürünün özelliklerini izah etme, satışa yönlendirme yok. Gündemde geçerli olacağı başka bir çok örnek tarafından garantilenmiş bir içerik var. Yunanistan esprisiyle başlayıp foursquare, twitter, instagram, whatsapp, facebook, 9gag, vine gibi sosyal platformlara atıflarla hız kesmeden devam ediyor. Daft Punk, İlber Ortaylı capsleri, Flappy Bird, Jean-Claude Van Damme’lı Volvo reklamı, yere atılan fava da bu eğlenceden nasibini almış. Sonuç olarak, #taşgibiadam hashtagi Twitter’da TT oluyor, film hem sosyal medyada hem de konvansiyonel medyada milyonu geçen izlenme sayısı ile binlerce paylaşımın kapılarını açıyor.
Samsung’un bu içerik ile, içeriğinse 14 şubatla bağdaşmasına gelince… Markaları sevgililerden daha çok heyecanlandıran 14 şubat temasını, sevgi, aşk, kış, paylaşmak üzerine kurulu olarak biliriz. Reklamda bu algıya ters köşe geliyor, Sevgililer Günü sürprizi yalnızlara hediye ediliyor, üstelik mutlu bir atmosferde. Karakter – içerik uyumu, reklam metni on numara, filmin sonu etkileyici, özetle işin içinde çok başarılı bir sosyal medya analizi var. Ancak viral için “başarı” içeriğin sosyal medya sakinlerini ne ölçüde cezbettiğinden ziyade, hedef kitleye ne denli tesir ettiğiyle ölçülür. “Ben buradayım” mesajının tesiri.. Dominos’un kısa zaman önce hazırladığı Tandır Boys viralindendeki gibi aklımıza markayı kazımayacak, ancak dikkat edildiğinde farkedilecek bir mesaj görüyoruz. Bunun, reklam – Samsung ilişkisini gölgelediği kanaatindeyim.
Ne diyelim, biz yine de keyifle izledik. İzlememiş olanlarınız için gülümseten sevgililer günü sürprizi burada:
Yorum Yok