2012 yılında anne olduktan sonra benim de tam ortasına düştüğüm bu girdaptan çıkış yolunu, bir iletişimci gözüyle değerlendirerek bulur muyum acaba diyerek oturdum bilgisayarın başına… Hadi hayırlısı…
Herkes bir gün bebek sahibi olup, pembe bulutlarla dolu bir aile yaşamına geçmeyi hayal eder. Elbette, bebek sahibi olmak bir kadın için en büyük hediyedir ancak bu süreç aslında hayal edildiği gibi her zaman kolay olmamaktadır. Hele de yaşınız 30 ve üstü olmuş, bugüne dek özgürlüklerle donatılmış bir hayat sürmüş, farkındalığınız yüksek, ne istediğini bilen bir kadınsanız.
ZEYNA GİBİYİZ SANIRIM!
Kadın olmak başlı başına zorlu bir yaşam biçimi… İş hayatında sadece karşı cinse karşı değil hemcinslere karşı da hayatta kalmaya çalışmak, eve girerken iş hayatındaki kadını kapının dışında bırakıp anne, eş ve kendi ebeveynlerine karşı sorumluluklara göğüs germek, kendine zaman ayırmak, mümkünse her zaman bakımlı ve güzel olmak, örnek bir anne, ilgili bir eş olmak…
30 yaşına kadar hayatı, ev hanımlarına oranla çok daha dolu dolu, eğlenceli, bağımsız yaşayan post modern kadınlar olarak, ekonomik özgürlüğümüzün de verdiği rahatlıkla sosyal anlamda çok faal kadınlardık, değil mi? Gece hayatı, akşam kahveleri, hafta sonu eğlenceleri, eşle geçirilen tatiller ve sosyal ortamlardan sonra, “Nereye kadar eğleneceğiz, hadi artık bir aile zamanı olma vaktidir.” deyip, çocuk yapmaya karar verdik.
Zurnanın zırt dediği yer zaten burasıdır. Tutkuluyuz, arzuluyuz, mükemmeliyetçiyiz ve karşımızda konuşmayan, ağlayan, bize yüzde yüz muhtaç bir varlık var, kucağımıza attılar, hadi hayırlı olsun!
TEBRİKLER ARTIK PEK KUTSALSINIZ!
İlk zamanlar annelerin, akrabaların desteği ile yeni yaşama alışmaya çalışan, anneliğin heyecanı ile henüz neyin içinde olduklarını anlamayan yeni jenerasyon anneler, günler ilerledikçe yepyeni bir yaşam savaşı içine girdiklerinin farkına varırlar. Ve bu farkındalık, içindeki tüm sevgi ve heyecana rağmen oldukça zorlu, kan, ter ve gözyaşı dolu bir dönemin başlangıcıdır.
ESKİ BENİ ÖZLEDİM!
İstifa edemeyeceğiniz, kavga edip terk edemeyeceğiniz bir varlıktır çocuk. Canınızdan bir parça, kalbinizi en fazla ısıtan sevgidir. Ancak, alışkanlıkların ve keyfin ötesinde yaşanmaya başlanan uykusuz geceler, ağladığında nedenini sadece tahmin edebileceğiniz ve elinizin ayağınıza karıştığı anlar, sürekli akıl verenler, doğrusunun bir kitapta yazmadığı sadece deneyimleyerek anlayabileceğiniz ikilemlerin yaşandığı bir sürecin içindedirler.
Hedef kitlemiz, belli bir yaşın ve yaşanmışlıkların üzerinde olduğundan bu sürece adaptasyonları da zaman zaman sancılı olmaktadır. Çocuk için eve kapanmak, ona en doğru ve iyisini sunma çabası ancak fiziksel ve ruhsal olarak yaşanan yorgunluk, bir yandan eşe ve çocuğa eşit şekilde ilgi gösterme çabası, hala kendisini güzel ve hoş hissetme kaygısı arasında yeni jenerasyon anneler, çoğunlukla loğusa krizi, sendromu denen süreçleri yaşamaktadırlar. Bu yeni seçilmiş yaşama uyum sağlama çabasının bir yansımasıdır.
Sosyal ve fiziksel anlamda kısıtlanmaya başlayan kadın, kendini hiç olmadığı kadar yetersiz hissetmektedir. Çünkü zaman eskisi gibi keyfe göre yönetilememektedir. Bu da kadında sinir, ağlama krizleri, çaresizlik hissi ortaya koymaktadır.
Çocukla geçirilen anlar çoğunlukla mutluluk dolu olsa da zaman zaman alınan karar ve yeni yaşam seçimi nedeniyle pişmanlık duymaktadırlar. Çünkü geçmişteki bohem, sorumluluğun daha az olduğu yaşamı ve özgür benliğini özlemeye başlamıştır kadın.
Çocuğunu, tanıdığı, hali hazırda savaştığı ve başarılı olmak için çabaladığı iş dünyasına ve yaşama hazırlama arzusu da kadını kimi zaman ikilemlere düşürmektedir. En küçük yaştan itibaren oyun gruplarına, evde farklı aktivitelere yönlendirmeye çabalarken, kaliteli zamanı onunla geçirmeye çalışıp, ayakta ve yalnız kalabildiği nadir zamanlarda da internetten çocuğunu daha sağlıklı, daha mutlu olması için araştırmalar yapmaktadır.
ÇOCUĞUM İÇİN EN İYİSİNİ İSTİYORUM, NERDEN BAŞLAMALIYIM?
Doğumdan aylar önce başlayan “ en iyisini nasıl sunarım?” araştırmaları, bebekle tanışan anne için hızlanmaktadır. Geçen her günün önemi olduğunu düşünen anne, oyuncaktan, sosyal ortama kadar her türlü imkânı araştırmakta ve hayata geçirmeye çabalamaktadır.
En önemli kaynağı kendi yaş grubundaki anneler ve internettir. Ancak, yine de hala alışmaya çalıştığı yeni yaşam, uykusuzluk ve ev bazlı yeni yaşam biçimi yeni annelerimizi yıpratmaktadır. Kafalarını kimi zaman karıştırmaktadır.
ÇOCUK DOĞDU DİYE, KOCAMI İHMAL ETMEMELİYİM!
Bebekle dolan hayattan sonra kadın kendi içinde yeni düzene ayak uydurmaya çalışırken, kısa bir süre önce sevgili hayatı yaşayan çiftler, kimi zaman bu yeni yaşam nedeniyle sorunlar yaşamaktadır. Özellikle hamilelik sonrasında yaşanan uykusuzluk ve cinsel problemler çiftlerin arasında sorunlara neden olmaktadır. Bu da yeni jenerasyon annelerde kocalarını kaybetme, başkasına kaptırma kaygısına neden olmaktadır.
Bebekle ilgilendikleri kadar, eşleri için de hala güzel ve bakımlı sevgili olma istekleri ve çabaları içine girmektedirler.
HERKESE YETMEYE ÇALIŞIYORUM, PEKİ YA BEN? PEKİ, YA KARİYERİM?
“Çocuk da yaparım kariyer de…” sevdasının, aslında o kadar da kolay bir şey olmadığı gerçeği ile yüzleşen yeni jenerasyon annelerimiz, işe geri dönüş ile evde kalıp çocuğunu kendi yetiştirme düşüncesi arasında gel gitler yaşamaktadırlar. İşe dönme zorunluluğu hisseden anneler için ilk telaş çocuğu kime emanet edecekleri ve sonrasında çocuğun buna vereceği duygusal tepkilerken, evde kalmayı tercih eden anneler içinse orta vadede kariyer kayıpları, eski sosyal ortamdan uzaklaşma ve bunun verdiği bunalımlar ortaya çıkmaktadır.
Her iki durumda da anne, büyük bir fedakârlık yaptığını ve kendisini geri plana attığını düşünmektedir.
ANNE OLMAYI SEVİYORUM, AMA YİNE DE DESTEĞE ÇOK İHTİYACIM VAR.
Aslında yaşanan tüm sorunlar, seçilmiş yeni yaşamla geçmiş yaşamın kıyaslanması, bunun da ötesinde her zaman en iyisini yapmak için ortaya konan çabadan kaynaklanmaktadır. İşte, tam da bu süreçte, yeni jenerasyon annelerin pek çok alanda kendi ailelerinden öte profesyonel desteğe ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır.
Herkesten daha fazla bu ihtiyaçlar için bütçe ayırabilecek olan yeni jenerasyon anneler, bu nedenle pazarlama dünyası için önemli bir hedef kitledir. Ve her geçen yılla birlikte de bu kitlenin toplum içerisindeki oranı artış göstermektedir.
Aslında kendim de dahil, bu pazarlama ve iletişim faaliyetlerine ihtiyaç duyan pek çok anne olduğunu biliyorum. Aşağıdaki fikirlerin bir bölümü elbet hayata geçirilmiş ve ben bunu duymamış olabilirim. Aşağıdaki alternatifler sadece girdaptan kendim dahil, yeni jenerasyon anneleri çıkarabilecek diye düşündüğüm karalamalardır…
NELER YAPILABİLİR, NE GİBİ PROJELER SUNULABİLİR…
- Doğum öncesi hizmetler:
- Hamilelik dönemi ile birlikte sigorta firmaları, hastaneler, özel klinikler işbirlikleri içerisinde bu anneleri yaşayacakları süreçlere hazırlayacak organizasyon düzenleyebilirler.
- Annelik kurslarının, bebek bakım eğitimlerinin, çocuk gelişimi seminerlerinin, lohusa dönemi sorunlarının aşılması eğitimlerinin doğum paketlerine, sigorta hizmetlerine promosyon olarak eklenmesi veya hizmet olarak sunulması.
- Spor salonları ve özel spor hocalarının, hastanelerle ve yine sigorta firmaları ile işbirliği yaparak, hamile yogası, pilates gibi kadının sağlığını ve fiziğini koruyan hizmetleri iletişime taşımaları ve promosyonel çalışmalarla sunmaları.
- Bebek dostu hastanelerin, doğum öncesi emzirme, bebek bakımı, memeden kesme, bebek beslenmesi konularında daha aktif eğitimler, hizmet programları satışlarını veya PR çalışmalarını genişletmesi.
- “Baby showersız olmaz valla” modasının uzun süre devam edeceğini göz ardı etmemeliyiz. Kurabiyesiyle, pastasıyla, süsüyle oyuncağıyla dolu dolu eğlenilen bu günü, hamile annelerin hayatını kolaylaştırmak ve hizmetlerini daha etkili satmak isteyen hastane, klinik, spor salonu, sigorta firmalarına hizmet paketlerinin içerisine eklemeleri.
- “Fotoğrafçı girsin mi girmesin mi doğuma, girsin girsin…” O fotoğrafçı öyle ya da böyle bir yerden mutlaka çıkacaktır, hastaneler kadar, anne- bebek ile ilişki kurmak isteyen markaların, bu hizmeti promosyon olarak sunmaları.
- Hamilelik dönemi ile birlikte sigorta firmaları, hastaneler, özel klinikler işbirlikleri içerisinde bu anneleri yaşayacakları süreçlere hazırlayacak organizasyon düzenleyebilirler.
- Doğum sonrası hizmetler:
- Sigorta firmaları kadar pek çok hastanenin de doğum sonrası ev ziyaretlerine başladığını biliyoruz. Bu ziyaretler ne yazık ki, en fazla 1-2 kez yapılmaktadır. İsteğe ve bütçeye göre, kişinin kiralayabildiği hemşire hizmetleri de mevcuttur. Ancak, doğum sonrasındaki ilk 3 ay anne için acemilik dönemidir. Bu dönem içerisinde annenin profesyonel desteğe ihtiyacı olmaktadır. Sigorta firmalarının, doğum paketlerini hemşirelik hizmetini daha fazla isteyen anneler için ek bir ücretle sunmaları.
- Hastaneler annenin bebekle geçirdiği en önemli 2-3 günün merkezi, bu merkezleri pek çok alanda markalar için tanışma platformu haline getirmek mümkün:
- Süt artırıcı ürünlerin, hastane çıkışında hediye edilmesi
- Uykusuzluk ve emzirme döneminde yaşanan vitamin eksikliklerine dair bilgilendirme ve marka önerilerinin yine bu alanda sunulması
- Bakliyat, baharat, bitki çaylarının emzirme dönemindeki önemi doğum sonrası hastane bilgilendirmelerinde yer alıyor, buna uygun markaların yine hastanelerle bir araya gelerek, hastane çıkışlarında hediye paketleri, promosyon kuponları, tanıtım materyalleri ile annenin hayatına girmeleri mümkün.
- Yaşam koçluğu için bir açılım imkanı, annelerin loğusa döneminde yaşadıkları duygusal iniş çıkışlar kaçınılmaz, ancak bu hararetli dönemde annenin, bebeği bırakıp, bir psikoloğa gitmesi ya da kendince rahatlaması pek mümkün olmamaktadır. Ülkemizde hızla yayılan yaşam koçlarının, mobil olarak lohusa terapisi yapması, annenin ayağına giderek, bu süreci daha rahat atlatmasını sağlayacak desteği vermesi yaşam koçları için önemli bir gelir kapısı olacaktır.
- Güzellik salonları, kuaförler, manikür ve masaj salonları, annelerimiz kadınlıklarını da bakımlı olarak devam ettirme arzusundalar. Evden çıkmak oldukça zorlu bir süreç, ancak, hastaneler, belediyeler, nüfus daireleri ile yapılacak data anlaşmaları sayesinde, yeni doğum yapan annelere eve bu hizmetleri götürmek, oldukça karlı bir açılım olacaktır.
- Kozmetik markaları, doğal bakım markaları, aynı dönemde annede eksilen demir ve vitaminler saç dökülmelerine, ciltte yağlanmalara ve daha pek çok soruna neden olmaktadır. Bu dönemlere özel ürün geliştirilmesi ve iletişime taşınması ürün çeşitliliği konusunda farklılık yaratacaktır.
- Bebeğim büyüyor dönemi,
- Bebek büyürken ihtiyaç duyulan sosyalleşme, eğitim bilgilendirmesi, yemek çeşitliliği ve beslenme alanlarında da annenin profesyonel desteğe ihtiyacı vardır.
- www.gurmebebek.com gibi yaş ve malzeme bazlı kırılımlarla annelere bebeklerine sunabilecekleri farklı menülerin yer aldığı sitelerin hayatın daha fazla alanında yanlarında olmasının sağlanması. Örneğin, mobil operatörlerin sms hizmeti içerisinde cep telefonlarına bu menülerden her gün anneye gönderiminin sağlanması
- Gıda firmalarının bu menüleri hazırlayarak, tvde, basında, föylerle anneye ulaştırması
- Annelerin – bebekleri ile sosyalleşmelerini sağlayan yeni tarz kreşlerin ve oyun evlerinin geleceği elbette parlak ancak evde de sosyalleşme imkanı sunulması şart. Lokasyon belirleyen Foursquare gibi aplikasyon içerisinde annenin çevresinde kendisi yaşında bebeği olan anneleri bulabileceği aplikasyonların üretimi, aynı yapı içerisinde yakındaki oyun parkları, kreşlerin bilgilerinin yer alması, annenin aplikasyona ilgisini artıracaktır. Aynı tarz uygulamaları, hastanelerin veya kliniklerin de yapabileceğini düşünüyoruz. Ellerindeki data sayesinde, benzer yaş grubu içerisindeki anneleri bir araya getirerek hem organizasyonlar ile kendi kurumlarına olan sadakati artırabilirler hem de uzun vadeli faydalar sağlayabilirler.
- Annenin bu dönemde interneti ve telefonunu daha aktif kullandığını gözlemliyoruz, bu nedenle anneye ulaşılabilecek en önemli bu iki mecrayı ana iletişim kanalı olarak belirlemek gerekmektedir.
- Online doktor, eczane, danışman hizmeti sunulması, 7/24 bu hizmeti sunan bir markanın varlığı anneler için sunan markayla bağını güçlendirecektir.
- Yaz tatili geldi, bebekle ne yapacağız dönemi,
- Ülkemizde pek çok çocuk kulüplü, aqua parklı tesis olmasına rağmen, bebek ve çocuk konseptini gerçekten yaşatan bir tesis mevcut değildir. İçerisinde bebek bakıcılarının yer aldığı, bebeklere özel menülerin sunulduğu, yataklardan, tesisin içerisindeki güvenlik önemlerine kadar çocuk merkezli hazırlanmış bir tesis ihtiyacı yüksektir.
- Yaz okullarının 3 yaş sonrası olması anneleri bu dönemde zora sokmaktadır, bebek yüzme kursları, su oyunları alanları, park ve bahçe organizasyonları için firmaların annelere sunacağı pek çok alternatif yer almaktadır.
Yorum Yok