İş hayatına üniversite yıllarında yurtdışında “timeshare” olarak adlandırılan devre tatil sektöründe başladım, O zamanlar benim gibi üniversitede okuyan öğrenciler için yarı zamanlı çalışarak mükemmel bir gelir sağlama fırsatı sunuyordu. Yıllarca en büyük kazancımın da, o yıllarda elde ettiğim parasal gelir olduğunu düşündüm. Yanılmışım…
O dönemde potansiyel müşterilere devre tatil satmak için belirli bir satış tekniği uygulanır ve bu tekniğin tepesinde hep şunun altı çizilirdi: “KISS” yani yine İngilizce tabiriyle “keep it simple stupid”. Tam Türkçe meali ise biraz daha geniş tutarak açıklarsak anlatmak istediğiniz her ne ise bir aptalın anlayabileceği yalınlıkta ve basitlikte anlatın ki başarılı olabilesiniz. Basitlik dendiğinde dilimizde başka yerlere de kayabiliyor malesef, bu yüzden ben yalın kelimesini kullanmayı daha çok seviyorum kendi dilimizde.
O günlerde hiç anlayamadığım bir konu vardı. Ekibin içerisinde Azerbaycan vatandaşı bir arkadaşımız en çok sayıda ve en çok gelir getiren satışları gerçekleştirirdi. Türkçesi hepimizden daha kötüydü. Müşterileri Türk olan ve Türkiye’de iş yapan bir firmanın satışlarını yaptığınızı düşünürseniz Türkçesi bozuk Azerbaycan vatandaşı olan birinin başarısını açıklamak bir hayli zordu. O günlerde bunun nedenini anlayamadık ama bugünlere geldiğimizde bu başarının arkasında Azerbaycanlı arkadaşımızın tam bir “KISS” sunumu yapmasının etkisi olduğunu görüyorum. Herşeyi o kadar yalın ifade ediyordu ki herkes anlayabiliyor ve karşısındakine güveniyordu.
Daha çok satış yapmasının bir başka nedeni de aslında satış değil pazarlama yapmasıydı. Hepimizden farklı olarak karşısında oturan müşterinin ihtiyacına yöneliyor ve sunumuna bu noktadan başlıyordu. İhtiyacı yakaladıktan sonra da kendisini dinlemeye gelen müşteriye sunumlarında onların hayalini pazarlıyor ve pazarlarken de vaatlerini destekleyen unsurları sıralıyordu. Bunu da çok yalın bir şekilde yapabildiği için başarılı oluyordu. Süslü ve ağdalı cümlelerden uzak ama kitleyi o hayalin içine dahil edecek kadar etkili cümleler.
Yıllar sonra John Maeda’yı dinleme fırsatı bulduğumda bu “KISS” tanımı daha da anlam kazandı. Benim bugüne kadar gördüğüm en net yalın olabilme tanımını şu sözlerle yaptı John Maeda: “Simplicity is living life with more enjoyment and less pain.” Sanki yaşama amacımızı tanımlıyordu bu sözler. Hepimiz daha çok haz almak ve daha az acı çekmek istemiyor muyuz? İnsanoğlunun bütün yaşamı için vermiş olduğu mücadele bu aslında. Bu kadar yalın ve basit bir beklenti. “Simplicity” tanımı gibi. Muhteşem bir gözlem barındırıyor içerisinde. Zira insanoğlu tüketim alışkanlıklarını da genel olarak bu kavramsal çerçevede şekillendiriyor. Marka seçimini yaparken acı çekmek istemiyor, en fazla haz alabileceği marka hangisi ise onu rasyonel koşullarda elde edebilmenin mücadelesini veriyor.
Başarılı markalara bakın, ne kadar yalın bir vaade sahiplerse ve bu vaadi ne kadar layıkıyla yerine getirebiliyorlarsa o kadar başarılı oluyorlar. Tüm markalar için olmazsa olmaz şart ne vaat ediyorlarsa etsinler bunu son derece yalın bir şekilde yapmak zorunda olmaları. Vaat etmenin yanında aynı zamanda gerçekleştirme yetisine de sahip olmaları. Marka kimliğini buna uygun şekilde dizayn edebilmeleri. Deyim yerindeyse su gibi markalar olabilmeleri.
Son dönemde marka konumlandırma üzerine tartışılan konular sanırım biraz da bu yalınlığı artık hiçbir markanın sağlayamamasından kaynaklanıyor. Su gibi marka olmanın artık zorlaşmasından kısacası… Markayı nasıl konumlandırırsanız konumlandırın derdinizi yalın bir şekilde anlatabileceğiniz bir vaade dönüştüremiyorsunuz. Vaadinizi de slogana…Çünkü köşebaşları çoktan tutuldu. İkonlara ya da türetilen kelimelere yüklenen anlamlar da her zaman başarılı olmuyor.
Günün sonunda markanızı konumlandırma sevdasının aslında müşteriye neyi nasıl söyleyeceğinizin mihenk taşı olduğu düşünülürse, neyi nasıl söyleyeceğinize yeterli cevap üretecek açılımlar sunma konusundaki tıkanıklık konumlandırma yaklaşımlarının da dönüşmesi gerektiğini ortaya çıkarıyor. Ez cümle: Artık su gibi markalar yaratmak için mevcut konumlandırma modelleri ihtiyacı karşılamıyor.
Yorum Yok