Ekibinizden pazarda çığır açacak inovatif ürünler, servisler beklerken onları bu ve benzeri şeyleri söylerken mi duyuyorsunuz?

  • “Bu projeye nereden başlayacağımızı bilemiyoruz”
  • “Bulmamız ve üzerinde çalışmamız gereken doğru fikirler hangileri…?”
  • “Yönetim kadrosu ne yapılması gerektiği hakkında hemfikir olamıyor…”
  • ​”Bu projenin kapsamı nedir? Nerede başlar ya da nerede biter?

Yeni bir ürün veya servis fikrinin geliştirilebilmesi için ilk önce “kapsamın ve amacın belirlenmesi” gerekir. Bu her ne kadar çok bariz bir nokta gibi görünse de, sorgulandığında çoğu zaman beklentilerin ve değerlendirmelerin farklı olduğu anlaşılır. Dolayısıyla yapılması gereken, tercihen dışarıdan birisinin (objektif olması açısından) problemin veya ihtiyacın nasıl detaylıca araştırılacağı,  beklentilerin nasıl yönetileceği ve nasıl hemfikir olunacağı konusunda ekibi yönlendirmesi gerekir.

Çalışmanın kapsam ve amacını belirlediğimize göre,  şimdi, bu düğümü çözmede kilit noktayı oluşturan “içgörü”yü yakalamamız gerekiyor. Bu aşamada şöyle serzenişler duyuyoruz.

  • ” Sadık ve devamlı tüketicilerimizi eskisi gibi etkileyemiyoruz…”
  • “Verdiğimiz brief’lerde ne istediğimizi anlatabiliyor muyuz ya da daha önemlisi biz ne istediğimizden tam emin miyiz?”
  • “Kendimizi rakiplerimizden nasıl farklılaştırabiliriz?”
  • “Elimizde bir sürü araştırma verisi var ama yeterince kullanışlı içgörü yok…”
  • “Elimizdeki tüketici içgörüleri çok zayıf, güçlü bir marka ya da ürün yaratmamıza imkan vermiyor”

Burada yapılması gereken, verilerin nasıl içgörülere çevirileceği, içgörülerin ve fikirlerin nasıl test edileceği, rakiplerin sahip olmadığı ve olamayacağı yeni ve ilginç içgörülerin nasıl geliştirileceği konusunda ekibi bilinçlendirmek.

Kuvvetli bir içgörü yakalamak, çok önemli olsa da genellikle yeterli olmaz. Yeni “fikir”lerin geliştirilmesinde ekip şu gibi engeller ve cesaret kırıcı yaklaşımlarla baş etmek zorunda kalır.

  • “Yaptığımız beyin fırtınaları başarılı sonuçlar çıkarma konusunda hep başarısız oluyor”
  • “Elimizde fikirlerimiz var ama kalitesi çok düşük”
  • “Bir fikrin markamıza uymadığı konusunda çok acele karar veriyoruz…”
  • “Fikirleri anlıyoruz ama bunları şirketin geri kalanına nasıl doğru şekilde anlatacağız?”

Bu aşamada ekibin, düşüncelerin fikirlere nasıl dönüştürüleceği, süreç içinde farklı türdeki fikirlerin nasıl yönlendirileceği, çalışma grubundan tüm şirkete yayılacak fikirlerin iletişimin nasıl sağlanacağı konusunda yeteneklerinin geliştirilmesi gerekiyor.

Son adım “uygulama”. İyi helva yapmak, evde un, yağ ve şeker olsa da kabiliyetin yanı sıra bazı araç gereçler gibi elverişli bir ortam gerektiriyor.

  • “Hem içgörülerimiz hem de fikirlerimiz var, fakat bunları uygulama stratejisinde sıkıntı yaşıyoruz…”
  • “Yeni ürün geliştirme sürecimiz çok katı, bu da yeni fikirleri öldürüyor, hayata geçmesine engel oluyor…”
  • “Tüketicinin hoşuna gidebilecek ve ticari ihtiyaçlarını karşılayacağını düşündüğümüz fikirlerin dengesini nasıl kuracağız?”
  • “”Fikirleri kendi işleyişimiz içine entegre edebilmek için doğru strateji, süreç ve adımlara ihtiyacımız var”

Son aşamada proje ekibinin ihtiyacı olan şey fikirlerin geçerliliğinin nasıl doğrulanacağı, MVP’nin (Minimum Viable Product) nasıl oluşturulacağı, fikirlerin nasıl hayata geçirileceğine dair planların yapılması konularında bir yönlendirme.

Eğer siz de bu dertlerden mustaripseniz, InnoCamp’te rahat bir nefes alabileceksiniz.

www.innocampturkey.com