Dönemin Amerikan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, 2002 yılında Irak Savaşı’nı değerlendirdiği bir basın toplantısında bir çerçeve çiziyor:

“…Bir yanda bildiğimiz bilinenler var; bunlar bildiğimizi bildiğimiz şeyler. Bir de bildiğimiz bilinmeyenler olduğunu biliyoruz; yani bilmediğimiz bazı şeyler olduğunu biliyoruz. Ama bir de bilmediğimiz bilinmeyenler var – bilmediğimizi bilmediklerimiz.”

Sonrasında çok tartışılan bu sözlerden, Amerikan ordusunun Irak’ta neden çuvalladığını anlatmak için böyle lafı dolandırdığını düşünenler olduğu gibi, burada bir feraset olduğuna inananlar da oldu. Hatta sonrasında bunu Rumsfeld’in NASA’dan aldığı bir brifing sonrası bir sorun çözme yaklaşımı olarak benimsediği konuşuldu.

Ben de bu yaklaşımdan öğrendiklerimi, tanımlamalara çok girmeden hızlı tüketim ürünleri pazarı için tasarım odaklı düşünme perspektifiyle örneklendirmek istiyorum.

BB – Bildiğimiz bilinenler (Known Knowns). Hangi bölgede/kanalda ne kadar satış yaptığımız, hangi televizyonda ne kadar GRP aldığımız, sitemizin ne kadar ziyaret edildiği vb. Bu kategoride yer alan bilgiler analiz edilerek, arasındaki ilişkiler incelenmeli, anlamlı bulgular ışığında aksiyon alınabilecek alanlar belirlenmeli. Başka kategorilerde ölçümlenen değerlerle bir karşılaştırma da bize gelişme alanlarını işaret edebilir.

BBm – Bildiğimiz bilinmeyenler (Known Unknowns). Kanala satışımızın ne kadarının dükkân stokunda olduğu, noktalar bazında bulunurluk, kampanyalarımızın satışa etkisi vb. Burada belli hipotezler oluşturup test etmenin bir yolunu bulmalı. Hipotezlerimiz doğrulanırsa bunlara çözüm aramaya girişebiliriz.

BmB –  Bilmediğimiz (bilmezden geldiğimiz) bilinenler (Unknown Knowns). Bayinin uygun koşullarda deposunun olmadığı, geçen ay üretim hattının arızasından dolayı %1 oranında hatalı ürünün piyasada olma ihtimali vb. analizimizi saptıran kabuller/varsayımlar (bayinin deposu olması gerektiği gibidir, üretim hattı sorunsuz çalışıyor). Bence en tehlikeli konular bu alt başlıkta. Burada mümkün olduğunca olumlu ve yapıcı bir ortamda fonksiyonlar arası iletişimle göz ardı edilen konular su üzerine çıkarılıp, iş birliğiyle çözüm aranmalı. Tabii sanki hep olumsuz konulara atıf yapmış olmayalım. Birçok değerlendirilecek fırsat da şirketlerde bu “sepette” keşfedilmeyi bekler.

BmBm – Bilmediğimiz Bilinmeyenler (Unkown Unknowns). Rakibin ne ürün çıkaracağı, nasıl bir kampanya yapacağı, ekonominin nasıl olacağı, trendler vb. Belki de en çok göz korkutan alt başlık, yapılması gereken ise mümkün olduğunca zayıf sinyalleri taramak. Bazı operasyonlarda veya ülkelerde bu alan nispeten büyük bir alan kaplayabilir. Bazı firmalar bu kadar belirsizliğe ve değişkenliğe rağmen çok detaylı planlama ve gelecek tahmini üstüne yoğunlaşma hatasına düşüyorlar. Halbuki yapılacak en doğru şey organizasyonu çevik ve esnek kılmak, bunun dışındaki tüm çabalar bence boşa kürek çekmek ve ekibi yıpratmak demek.

Bilmemek değil merak edip araştırmamak ayıp

Toparlarsak, genelde eldeki bilgiler ve geçmişe bakarak gelecek tahmininde bulunuyoruz. Burada varsayımları ve genel kabulleri yeteri kadar sorgulamıyoruz, oysa zamanla kör noktalar gelişiyor. Kurumsal hafıza da iyi bir sistemle kayıt altında değilse bildiklerimizi de unutuyoruz. Tasarım odaklı düşünme yaklaşımında bütün bilgi türleri ve kaynakları masaya yatırılır. Böylece varılacak çözümler çok daha geniş bir olasılıklar ve kavrayış birikiminden beslenir. Olmazsa olmaz koşul ise farklı uzmanlık ve yetki alanlarından kişilerin ortak amaç altında iş birliğiyle çalışmalarıdır. Eğer bu koşul sağlanmışsa, karşılaşılacak her sorunun üstesinden gelinebilir.

Kaynaklar

https://uxdesign.cc/the-knowns-and-unknowns-framework-for-design-thinking-6537787de2c5

https://www.singular.net/unknown-knowns-and-marketing-intelligence/