Bu yazının konusu Axe markasının iletişimi uzun yıllar “Axe’ı sürersen kızı kaparsın” şeklinde özetlenebilirdi. Markanın kadını dezavantajlı konumda betimlememek gibi dikkat noktaları olsa da, çoğu zaman kendini cinsiyetçilik ve ayrımcılık tartışmalarının ortasında bulabiliyordu
Marka şarkısının hangi notasının daha etkili olduğunu öğrenmek stratejik bir yaklaşım olabilir. Ancak şarkının bütünsel etkisi içinde tüm notaların önemini kavramak gerekir.
Her reklamcının hayali, sıfırdan marka yaratmaktır. Her pazarlama müdürünün hayali, yepyeni bir markayı konumlandırmak ve bir başarı öyküsüne imza atmaktır. Söz konusu, markalaşmış ürünler pazarında bir başarı öyküsü yaratmak olduğunda hayalleri gerçeğe çevirmek hem eğlenceli hem de nispeten daha kolay
4-5 sene sonra dümeni ele almaya hazırlanan bu kuşak karşısında ne yapacaksınız? Onlarla nasıl iletişim kuracaksınız? Onlara nasıl ve nerede ulaşabileceksiniz? Onlara hangi içeriği sunacaksınız? Yoksa (mecburen) birlikte yaratma yoluna mı gideceksiniz?
İçinde bulunduğumuz çağ imajlar çağı, markalardan, sosyal medyaya kadar her yerde kurgulanmış, “kürate” edilmiş imajlar üzerinden ilişki kuruyoruz. Günümüzün para birimi, “currency”si imajlar.
Düşünün… Günün birinde “Ey marka yöneticisi! Markanız adına yaptıklarınızı artık yapamayacaksınız!” deniyor.
Genellikle büyük kampanyaların büyük haberlerden, büyük içgörülerden ya da büyük brief’lerden çıktığı düşünülür. Oysa bu her zaman şart değildir
Sosyal medya dediğin zaten ‘doğal sen’ değil ‘editlenmiş sen’ üzerine kurulu. Paylaşılan her cümle photoshop’lu, her kare botokslu.
Artık su gibi markalar yaratmak için mevcut konumlandırma modelleri ihtiyacı karşılamıyor.
