&Now ikinci günü için fazlaca hevesli olup ilk oturumdan da yarım saat erken UNIQ’e attım kendimi. Sabah kahvesi için oldukça elverişli bir sakinlik hakimdi tüm alanda, fakat benim için erken gitmemdeki en büyük motivasyon ise aynı zamanda Brand Talks’un da kurucusu Murat Durak’ın Yapay Zeka ile ilgili yapacağı konuşmayı kaçırmamaktı. Konuşmadan 10 dakika önce salonda en öndeki sandalyede yerimi aldım ve beklemeye başladım…
Murat Durak / Dijital Dönüşüm Stratejisti, Bilgi Küratörü Response DGA/Brand Talks/ Performer GA – İK’da Yapay Zeka İş Yapma Şeklimizi Nasıl Değiştirecek?
Murat’ın daha önceki konuşmalarından da deneyimlediğim kadarıyla dinleyenleri heyecanlandıracak kadar pazarlama ve teknoloji alt yapı bilgisine sahip ve yine gözlemlediğim kadarıyla da sahip olduğu bilgilerle asla yetinmiyor. 🙂 Bu nedense yapay zeka hakkında yaptığı araştırmaların içeriğe nasıl yansıdığını dinleme şansı benim için oldukça heyecan vericiydi.
Arka planda Michelangelo’nun “Creation of Adam” tablosunun dijitalleştirilmiş versiyonuyla konusunu harika özetler gibiydi (Bir robot eli ve bir insan eli birbirlerine uzanıyorlar).
Hepimizin günlük hayatlarında ve işlerinde deneyimlediği üzere yapay zeka hayatımızı kolaylaştırma amacı taşıyor ve bunu başarıyor da. Var olan değerlere daha çok anlam katarken aynı zamanda geleceği de yapılan veri çıkarımları ile tahmin edebiliyor. Gelişmiş ülkeler gerçekleşmesi muhtemel güvenlik problemlerini bu sayede öngörebiliyor hatta engelleyebiliyorlar.
Yani artık yapay zeka hayatımızın tam içinde yer alıyor. Her gün oldukça fazla zaman geçirdiğimi sosyal medyada karşımıza çıkan içerikler, e-ticaret sitelerinde önerilen ürünler ve hatta medya platformlarında izlememiz tavsiye edilen filmler ve dizilerin hepsi yapay zekanın bizlerden topladığı verileri yorumlama şeklidir.
Yıllar önce bazı öngörülerle Picasso’ya sormuşlar: “Bilgisayar sizce ne kadar önemli?” diye. O da “Bilgisayarlar yalnızca bizim söylediklerimizi yapıyor, onlar yaratmayı bilmiyorlar” diye yanıt vermiş. Yapay zeka tam da burada devreye giriyor. Çünkü artık yaratabiliyor.
Günümüzde bir çok yazılım teknolojileri yapay zeka ile yaratılmaya başlandı. Artık binlerce yazılımcının üretebileceği ya da üretmeyeceği algoritmaları yapay zeka daha hızlı ve kusursuz şekilde üretebiliyor.
Yapay zekanın insanların hayatlarındaki kolaylıklarını saymaya başlamışken; kapasitesinin yetmediği herhangi bir alandan bahsetmek pek de mümkün olmuyor. Sağlık sektöründe kanser hücrelerini tespit etme ve ilaç tedavisinde önerilerde bulunmaya kadar oldukça güçlü bir altyapıya sahip. Yalnızca sağlık ve ilaç önerilerinde bulunmanın yanı sıra yine aynı şirket içinde işe girecek kişilere bile karar verebilme yetisine sahip. Hem de bir insandan çok daha hızlı ve kaliteli kararlar verebiliyor.
Örneğin dünyanın en iyi ilk 100 CEO’nun doğru karar verme oranı %12, bir hâkimin veya tıp doktorunun %35 iken yapay zeka önyargıdan ve duygusal etkilerden arınmış bir şekilde çok daha yüksek oranda doğru kararlar verebiliyor.
Yapay zeka bunu 5 farklı ekolün master algoritmaları üzerinden gerçekleştiriyor. Yakın gelecekte beklenen ise bu 5 farklı algoritmanın birleşerek Master algoritma yaratması, yani Skynet…
Yaratılan Master Algoritma sayesinde dünyadaki insani yönetim ise yerini yavaş yavaş bilgisayarlara bırakmaya başlayacak. Bu da birçok bilgisayar şirketinden çok daha güçlü bir bileşenin meydana gelmesi demek olacak. Bu nedenle veri tabanı gelişimi bu sistemin kurulması için çok önemli bir rol oynayacak.
Peki, bizler yapay zekayı is hayatında nasıl kullanabileceğiz?
- Doğru adayları bulmanızı sağlayacak:
- Ulaştığı verilerle kişinin iletişim seviyesi, zeka düzeyi ve deneyimleri ile ilgili en gerçek bilgilere ulaşabilecek.
- Video mülakatı yapabilecek:
- Video mülakatları yapabilecek. Adayın ses tonundan duygusal reaksiyonları kontrol edebilecek ve kişinin gerçeği ne kadar yansıttığını test edebilecek.
- İşe alımda doğru kararlar verebilecek:
- Geçmiş deneyimleri detaylı sorgulayabilecek ve sizin için en doğru adayı seçebilecek.
- Kişiselleştirilmiş eğitimler:
- Yapay zeka kişinin eksikliklerini tespit edip kişiyi geliştirecek bilgiyi tespit edip buna uygun eğitimler geliştirebilecek.
- Liderlik yetenekleri geliştirme:
- Kurumlarda liderleri seçme ve onları geliştirmeye yönelik eğitimler geliştirme.
- Kariyer yönetimi yapabilecek:
- Kişi analizini yaparak o kişi için doğru kararlar verme ve doğru yönlendirmeler yapabilme yetisi olacak.
- Duygu ve motivasyon analizi:
- Ekiplerin duygusal analizlerini yapıp gerçek sıkıntılarını tespit etmek ve doğru analizlerle kişinin motivasyonunu yükseltmeye yardımcı olmak.
Bunların hepsinin en iyi şekilde gerçekleşebilmesi için de sağlıklı veri tabanlarına ihtiyacımız olacak ve bu da zaman içinde üzerinde çalışılan en önemli konulardan biri haline geliyor.
Yapay zeka insanlık tarihinin en önemli, heyecanlı ve son bölümüdür. Ya her şey beklediğimizden de iyi olacak ya da tüm insanlık tarihi yok olacak diyerek herkesi nefessiz bıraktı Murat..
İlke Çarkçı Toptaş / Ajans&Markalar Başkanı Facebook Türkiye – Bu Daha Başlangıç
İlke Çarkçı Facebook ve platformlarını temsilen konuyu en yakın hissettiği marka tarafından ele almıştı: Facebook
Facebook masaüstünde doğan bir platform olunca zaman içinde mobilde geri kaldığı düşünülmüştü. Akıllarda bir tek soru vardı Facebook mobile giriş sorununu atlatabilecek miydi? Mobil hepimizin hayatında zamanla oldukça öncelikli bir hale geldi. Günlük hayatımızın bu denli parçası olan mobil cihazlar tabi ki Facebook için de bir o kadar önemli olmalıydı.
Mobil cihaz bağlılığı toplumda telefonsuz kalma korkuları oluşturmaya kadar vardı. Akıllarda tek bir soru vardı “Telefonum nerede?”. Hepimiz etrafımız yerine ekranlarımıza bakmaya başladık, hatta artık büyükannelerimiz dahil tabletlerde ve cep telefonlarında zaman geçirmeye başladı. Yani artık mobil yalnızca dijital dünyada değil fiziksel dünyada da ciddi anlamda hayatlarımızda yer alıyor.
Mobil ve dijital dünya bildiğimiz dünyayı o kadar değiştirdi ki artık insanlar ürünleri aramıyor, ürünler kişilerin geçmiş aramalarına göre insanlara ulaşmaya başladı.
Öyle ki Türk bir markanın ürünlerine Almanya’daki kullanıcılar kolaylıkla ulaşabiliyor. Ya da bir anne “timsah minderli yer yatağını” aramak aklına bile gelmezken internette karşısına çıktığı zaman satın alabiliyor.
Durum böyle olunca zamanla tüketici davranışları da farklılık göstermeye başladı. Artık tüketicinin zamanı oldukça değerli ve bir markadan beklediği en önemli şey ise hız. Tüketici artık bir web sitesinde 3 saniyelik bir gecikme yaşadığı takdirde markaya güvenini kaybedebiliyor. Telefonla dakikalar süren çağrı merkezi deneyimlerindense mesajlaşmayı tercih ediyor. Bu yeni jenerasyonun beklemeye tahammülü yok.
Tüketilen içerikler de bu trendle beraber metinlerden görsellere, görsellerden video formatlarına doğru değişmeye başladı. Tüketiciler ilgi odaklarını deneyim odaklı seçmeye başladılar. Hem içerik tüketme hem de ürün satın alma deneyimlerini basit, çabuk ve en unutulmaz deneyimlerle yaşamak istiyorlar!
Hepimiz tüketicilerimize ulaşmak için devamlı yeni fikirler peşinde koşuyoruz ve bulamamaktan yakınıyoruz. Asıl yapmamız gereken ilk önce eski fikirleri yapmayı bırakmak olmalı.
Mobil konusunda küresel olarak geldiğimiz nokta henüz %1 ve bu daha bir başlangıç. Daha gidecek çok yolumuz var.
Tunç Berkman / Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Vestel Ticaret A.Ş -Dijitalleşme Çağında Ezber Bozan Pazarlama ve İletişim
Vestel ekibi &Now oturumlarına harika etkiler bırakmakta pek de zorlanıyor gibi görünmüyorlar. Tunc Bey’in oturumu sırasında gerek konu içeriği, gerek Tunc Bey’in konuya ve sahneye hakimiyeti gerekse Vestel’in Türkiye’de pazarlamaya yaklaşımıyla harika bir içeriğe daha şahitlik ettim.
Yapay zeka hayatımızı değiştirecek mi?
İş yapma şekillerimizi değiştireceği kesin ama insanların yerini alabilir mi orası şüpheli. Çünkü insan bir deneyim sunabilir ve şuanda yapay zeka bunu yapabilecek yeterlilikte değil; Henüz.
Yapay zekanın sunamadığı ve markaların tüketicilerine sunabileceği en değerli şey ise bu deneyimlerdir.
Markaların unutmaması gereken en önemli şey temel insan davranışlarıdır; Tüketiciler temel insan davranışlarından yola çıkan deneyimlere çok daha güçlü bağlanıyorlar. Evrimleşme yolculuğumuza bakarsak son zamanlardaki en ciddi insani davranışı mobil telefonlarımızı belirli aralıklarla kontrol etmekten oluşuyor.
Peki, marka olarak bizlerin dijital dünyada nelere odaklanması gerekiyor?
- Zaman fakiri tüketicilere odaklanmak:
- Tüketici sizin iletişimizi geçiştirmeden önce mesajınızı en çabuk şekilde vermeniz gerekiyor.
- Mobil önceliği:
- Artık internet cebimizde ve hatta devamlı elimizde. Bilgi oldukça kolay ve en doğru şekilde ulaşılabilir bir hal aldı. Marka olarak sağladığınız bilginin ulaşılabilir olması.
- Teknolojiyi kullanarak kuralları değiştirmek (VAROLANI FARKLILAŞTIRMAK):
- Airbnb, Uber, Netflix ve Amazon gibi markalar bunu oldukça iyi başardılar
Peki Vestel dijitalleşmede neler yapıyor?
- Üründe inovasyon: Daha basit kullanışlı ve ihtiyaç odaklı ürünler geliştirmek. İhtiyacımız olan kadarını kullanmak.
- Hizmette inovasyon: Tüketici verilerini bir araya getirerek “Vhepyeni” kampanyası: Tüketiciler artık eskisini getirip yenisini alabiliyorlar.
- Samimiyet: içten ve tüketiciye yakın duygusal anları yakalamak. Anneler günü gibi özel günleri hedeflemek.
Dünya değişiyor, tüketicilerimiz değişiyor. Bizler için en önemli olan şey ise bu değişimleri yakalamak ve ayak uydurmak. Ancak bu şekilde ezber bozan pazarlama stratejileri ve fikirleri geliştirebiliriz.
Purna Virji / Global Müşteri Bağlılığı Üst Düzey Yöneticisi Microsoft – En İyi Yol Haritasını Nereden Alabilirim? Geleceğin Çoktan Başladığı Doğuya Bakın
Bugün sahnede gördüğün en pozitif enerjilerden birine sahipti.
Günün sonundaki durağanlığı dinleyicilerin üzerinden atmak için birkaç alıştığımız uygulama hareketleri ile ilgili soru cevapla başladı. Hepimizin bildiği ve bilmiyormuş gibi yaptığı (Purna Tinder’ı kimler biliyor dediğinde hiçbir el kalkmadı) Tinder uygulamasındaki sağa ve sola iterek seçim yapma özelliği ilk olarak Çin’de kullanılan başka bir uygulama tarafından geliştirilmiş.
Böyle başlamasının da bir sebebi vardı aslında Purna’nın. Biraz Asyadan bahsetmek istiyordu(haklı olarak) çünkü bütün dünyanın trendleri takip etmek için batıya bakıyor olması aslında teknolojik seviyesi çok daha ileride olan Asya’yı biraz geride bırakıyordu ve Purna’nın konuşmasındaki amaç da birkaç teknoloji devinden örnek vermekti.
Asya’daki teknoloji gelişiminin altında yatan sebeplere bakalım:
Nüfus; Amerika’dan örnek verirsek eğer nüfusun %85’ini internet kullanıcı olarak ele alabiliriz. Peki, nüfusu Amerika’nın 2 katı olan Hindistan? İnternet kullanımı %35 olmasına rağmen hala Amerika’dan daha çok internet kullanıcısına sahip olması pek de şaşırtıcı değil. Çin bu konuda liderliği elinden bırakmıyor; Dünyadaki en fazla nüfusa sahip ve internet kullanımı %100’e oldukça yakın yani Çin’deki internet kullanımı dünyanın hiçbir yerinde mevcut değil.
Bu nedenle hem gelişen teknoloji çağı, yenilikler ve her şeyden önce inovasyon için bazen biraz da Doğudaki ülkelere bakmakta fayda olabilir.
Bu denli hızlı gelişen inovasyon trendlerini ve teknolojiyi takip ederken insan ihtiyaçlarını ve odağını kaybetmemek de başlı başına bir meziyet takdir edersiniz ki.
Purna’nın bu konudaki yönlendirmeleri de şu şekilde:
Evet teknoloji IQ ile birlikte gelişiyor fakat biz insanları insan yapan en önemli unsurlardan biri duygusal zekamız. Biz makineleri her ne kadar insanlaştırmaya çalışsak da duygusal zekayı gerçekleştiremediğimiz sürece marka ve tüketici arasındaki bağları korumak ve kuvvetlendirmek bir o kadar zor olacaktır.
Çin bu konuda oldukça başarılı pazarlama örnekleri geçiriyor hayata. Bizler uygulamalar içinde tüketicilere uygun olup olmadığına hatta beğenip beğenmediğine bakmadan öneriler sunan sistemler geliştiriyoruz. Günün sonunda satın almaya dönmesi ve tüketici deneyimi gerçek bir insan deneyimi kadar başarılı olmuyor. Çin’in yaptığı uygulama danışmanlığı ise satıştan ziyade tüketici mutlu etme odaklı bir çalışma. Önerdiği ürünü beğenmediği takdirde ona tüketici odaklı farklı öneriler sunmak ve yardımcı olmak için farklı algoritma hesaplamaları yapıyor.
Bununla beraber artık yeni marka KPI’ları da batıdan biraz farklı. Artık markalar başarılarını tüketicilere görünmek ya da tıklama gibi parametrelerle ölçmüyorlar. Bunun yerine tüketicilerin duygularını ekranlardan ölçebilen sistemler geliştirip hem dijitalde hem de mağaza içinde tüketici etkileşimlerini baz alarak hızlı aksiyonlar alıyorlar.
Bu gibi araştırma ve denetimleri yani kısacası ağır işleri markalar yapmalı ki kullanıcılara ve tüketicilere daha keyifli akılca kalıcı deneyimleri yaşamak kalsın.
Bizler bu çalışmaları yapıp daha iyi tüketici deneyimleri hazırlarken de teknolojiyle beraber makineleşmemek için en doğru insan verileri yine en doğru şekilde değerlendirip eşsiz marka deneyimleri yaratmalıyız.
Yorum Yok